Öyle yorgunum ki...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gel artık ey ölüm ,sana geçmez nazım...
Hayat ne umduğumuz kadar önemlidir,ne de sandığımız kadar önemsiz. Hayat çoğumuz için kendisi ile ismi arasındaki o kısa çizgiye sığanlardır. Hayat ,su üzerinde yürümek,yürürken yüzünü suya dönmektir. Benim hayatım,ölümü uslandırmak için değil,ölmeye sevgi ile razı olma gayretidir. Peki gerçek hayat ne? Yaşamak istediklerinle yaşadıkların arasında kalan. Hayatınızın kaçta kaçını yaşadınız? Hülyalarınız,içine sığındığınız yasaklara mı kurban gitti? Şimdi kendimi yorgunluktan beli bükülmüş bir ağaca benzetiyorum dalgın, düşünceli, kırgın. İlkbahar artık heyecanlı gelmiyor. Ahh eski günler ihtişamlı yıllarım bir çok dostun bedenimi sardığı muhteşem yıllar geliyor aklıma ama ne kadar zorlasamda artık sonbaharındayım hayatın ne bir yaprak var ne de kuru bir çiçek meğer gençliğimi alıp gitmişler bedenimden... Yüreği yağmurlu kadın gökyüzü ağlarken sen avuçlarında pınarlarmı yoğuruyordun... DAĞÇİÇEĞİ |