Senden kalan hatıraGönlümü ferhat ettin, Şirin deyip durmuştum, Sevdadan külünk yapıp, aşk dağına vurmuştum, Her saniye vuslata saatimi kurmuştum, Zembereği tutulmuş, ne kadarda geç çaldı, On üç yıl bitmesine üç aylık zaman kaldı. Karşıyakaya karşı, ben Kerem’dim sen Aslı, Aşkı soluyan çarşı, yorgun bedene yaslı, Bir tatlı heyecanla, geldi buluşma faslı, Titredim suçlu gibi, içime ateş saldı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. Kuğu gibi süzülüp, salınıp gelen yâr’mış, Sanki Mecnun ben oldum, karşımda Leyla varmış, Körfezin sahilini, çölün rüzgârı sarmış, Sen farkında değilken, kollarım sana şal’dı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. Sarılmak ve sonradan, elini ilk tutuşum, Ağzıma gelen sözü, istemeden yutuşum, Bilsen nasıl zor oldu, kendimi avutuşum, Gözlerin kaçıyorken, bilmem bu nasıl hal’dı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. İçinde aşk olmayan, kapılar açıyorduk, Gereksiz muhabbetle, boş sözler saçıyorduk, En yakınken yan yana, uzağa kaçıyorduk, Sanki her şey mavera, efsunlu bir masaldı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. Aklıma takılırken, bir çok nasıl nedenler, İçimizde saklıydı, bizi âşık edenler, Ruhlar aşina idi, yabancıydı bedenler, Birkaç kere dokunmak, iksiri azam, baldı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. Vakit akşam olmuştu, ayrılık vakti geldi, Geride bıraktığım, oflarım yürek deldi, Mendil sallayanım yok, boşlukta kalan eldi, Körfeze demir attım, gözler guruba daldı, Benim değil bu gönül, senden hatıra kaldı. Ümran Çetn |