ANTAKYA KÖPRÜSÜ
ANTAKYA KÖPRÜSÜ
Çıkıyordun merdivenlerden ağır aksak ’’Nasıl kurtulur bu adam, darağaçlarından Ve zindanların gölgesinden Emekçiyi ezileni sevmekten?’’ Kapıyı açtım karşılaştık seninle Dertlerin dökülmüştü merdivenlere Ama tasaların sarmıştı yüreğini Kaçacak yerleri de yoktu tasalarının. Koştuk bir künefe yemeğe Hernasılsa yedik künefeyi güçbela Ama paramız yetmedi bir kitaba Kitap kaldı, kalacak seçildiği yerde. Ne birlikte olmak öyle kolaydı Ne de ayrılmaya gönül dayandı. Darağacı gölgeleri, prangalar Yağmura gölge etmişlerdi Çektik bir fotoğraf Anteke resimlendi. Unuttun dertlerini, tasalarını Durdu yüreğinin kanı Dalgın düşündün, acıdın bana İzledin içinde içimdeki kanı. Araba yürüdü, Sen yürüdün, Köprüyü geçtik Sen de geçtin Bir bakmadın yola, bir Gözgöze gelecektik seninle Çok dalgındın, çok İki sefer de elindeki kitaba baktın. Bir el sallayamadım sana. MUSTAFA SÖYLEMEZ 09.11.2012 |