Can çekişmelerini hissedebiliyorum gözlerinin, Hayali dört kollu karabasan tut karanlığı, Uzaklara göm hiçliğin kaprislerini, Akşam rüzgârlarını gördüm, sabahları bırak limanlara Tüm şehir üşüyor gözyaşlarının karamsarlığıyla, Kasırgalar anlatsın sana çırpınışlarımı, Tevazu Mevlana’nın sözlerine gizlenmiş, Gel de kır içimdeki inat zincirlerini, Midyeye dizilen inci ”beyazlığı sorgula” Sussun cevabı olmayanlar, gizlemeyin hakikati de.
Çekirgeler körebe oynar sevdamla, Sesinde duygusu olur, hayallerle vücut bulursa eğer Güneşin kızıllığı yüzüme vurmuş, her yer kırmızı… Gökkuşağı çıkart bin yıllık kuşağını, Benim göğüm atlas yutmuş, kim bilebilir saf ruhumu. Bazen sözcükler tükenir, anlamsızlaşır konuşmalarım. “Kalbin çırpınışları gözlere vurur.” Gözlerim kırk dereceyle demlenmiş ajite.
Kanaviçe ellerin tığlamış aklımı, Satılığa çıkmış umut pınarım, çölleşti sanrılar. Zikzaklar çek kubbeme, geometrik ibadetlerim. Çehreme serptiğin kınayla, gündüzlerim kokuşmuş. Çerçevelerin asık suratları şeblere çarpar, Boşuna sayıklıyorum, gözlerime bak yeter…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.