Phoenix (zümrüdüanka) (tuğrul)Phoenix sen artık yoksun föniks sarı denizde kuzular meliyor bir adam pipo içiyor filikanın yekesi pençesinde tayfun geçmiş üstünden kalaşların tepesinde adam pipo içiyor föniks pençesi filikanın yekesinde tanrıların yumuşak yüzü kuzuların kurtarıcı meleği ne umutlar bağlamıştım sana ne düşlere daldım zümrüt kanatlarına bağdaş kurmuş ne fenomenlerden süzülüp geçtik ne tayfunlardan ne badireler atlattık da buzlanmadı ebemkuşağı kanat uçların değişmedi hiç şüpheye düşmedi sevecen bakışların kara bulutlar- yüklü bulutlar peşinde dört döndüler dünyayı vuruştular şimşekleriyle yırtarcasına gök kubbeyi gürültüleri sen artık yoksun föniks kuzular ana karnı yarılarak çalınıyor daha gözleri açılmadan kuzular çakal sofralarında kuzular canavar dişleri arasında phoenix zümrütü anka ben şimdi ne yapmalıyım bu sessizlik kıyamete alamet pipomu- küflü tütünümü su geçirmez keseye sardım ve avucumda terlemiş çakmağım kuzularla vedalaşayım zaman kısalıyor föniks şöyle bir geçmişi tarayayım çamur tapancam- kağıt sandalım-kızılçam kabuğundan su değirmenim başlangıç mıydı – bitiş miydi dopdolu bir tabutun çıkışı hayatın menteşeleri paslı kapısından sahi kaç görüşmemiz oldu- kaç sevişmemiz föniks dur bi acı-tatlı muhasebesi yapayım pipomu tüttüreceğim bir elim filikanın yekesinde fırtına sonrası ölüdalganın tepesinde güneş pırıl pırıl- giysilerim buharlı yosun parçaları görmeye çalışacağım bulut parçaları görmeye çalışacağım havayı koklayacağım ipuçları üreteceğim ikinci kurtuluşa yoksa föniks yoksa cankurtaran salı sen misin kaburgaların kemeresi zümrüt tüylerin yekesi ne yıldızlar gömüldü kara deliklere ne fosiller yığıldı sıra dağlar boyu senin kaburgalarının içi hep sıcacık |
Tekrarlar da hoşuma gitti...
Normalde gitmez...
Ama güzeldi...
Tebrik ederim...
Saygılar...