Esrarı Bırak Mesela
Zamana karşı anlam veremediğimiz çabalarımız olur bazen,
Bazen o denli paranoyaklaşırız ki nefes almayı bile iteriz arka panlara, Kimi zaman hayat, gökten üzerimize dipnotlar düşürür, ’Her ne zaman olursa olsun zehirdir baldıran, Bir çift söz ve gözdür elbette onu da ballandıran.’ Gecenin karanlığına gem vurma çabasından müteşekkir Hayatları bazen birkaç feylesofun, sırra kadem. Ben bazen koşmak istesem de ayağıma takılır; Haklar, Halklar, Halkalar iç içe geçe geçe uzamaya devam eder böylece, Biz ancak unutulduğumuzu hatırlayınca farkederiz bunu, Farkederiz ve taşkın nehirleri kavanozlarda saklama ve savsaklama işlerinin düşünsel temellerini atarız o an. Biz o denli muasırız. ’Bizi unutma bazen!’ diyebilmek gelse de içten içe içimizden, Sırf egolarımızın dizginleri nefs elindendir diyerek susar kalır, Sus pus olur, renkten renge girer de rengimizi belli etmeyiz, Biz bazen neden neden dediğini unutan insanlarız, Biz sırf şiirsel betimlemelerimizde birer ahenk sezilsin için, El kızının ismiyle şiirlerimizi kirletiriz, Kir ki ne kir, En hakir... İşte bazen bir köy kahvesi olur bizim miting alanımız, Yada kitap kapakları filan. Bazı geceler sokak lambalarında buluruz yudum yudum sabahı, Zehri kristal fincanlardan içeriz, Biz herkes gibi ölmeyiz de, Son nefesimiz hep kursağımızda kalmaz mesela, Yaşamı seneler evvelinden bitirmişizdir de, Hatır için yaşarız mesela, Mesela... Kimilerimiz tekno-manyak, kimilerimiz monotonopat, Kimi geceler saz şairi bile çıkar aramızdan, Ha bi daha geri de dönmez, Orası bambaşka, şimdi anlatılmaz, Ve işte bu dünyanın suyunu sıksan bi cacık olmaz muhabbeti. Yine iki mısra şiir yazılmadan akşam olmak üzere, Günü kurtarsak mı ne? Dedemden duymuş olsam gerek ki bu denli aklımda kalmış, Bir kız varmış bilmem kaçta, Şimdi akıbetini bilen yok, Uzun lafları sevmem ama, Cidden bu laflar fazla uzadı, ’Kes lan artık!’ desen de kessek sözleri, Balla... Ağzımızda yer etse de her güzel şiirbaz kelam, Diyebilseydik sonunda Allah büyük, vesselam. Selver Metin |