Sen Gelincesen gelince, çiçekler kapısını açıverir evimin anne kokusu gibi, kutlu bir haber gibi, yayılır hemen gelişin. sen gelince, şehre bir bomba gibi düşer yağmur. elini kaldırmayanı vurur saat, flaş bir haber patlar gökyüzünde. elleri ardında gezen bi adam, ruhunun ceplerine saklanmış bir kadın bulur sokağın başında. yalnız şairler bilir, nereye düşeceğini, isimsiz aşıklara atılan kurşunun. sen gelince, üzerine kader yazılmış kağıtlara tütün sararlar. arasında doldurulmuş büsbütün bir dağın yamaçları... sen gelince, bir anne gibi sarılır şehre rüzgar. koklar en ıssız ağaç diplerini bile, kolunda dünden kalma hırkası, üstüne örter kimsesizlerin... sen gelince, şehrin sokaklarında kaybolur gece, kendini bulamaz gün ışısa bile, yiter gider yollardan. -oysa hala gecedir vakit... senin gelişin, kömür karalı cekette üşüyen bir beden, ışıldayan vitrinlerdir bu şehrin kabalığı. hoh’lanan avuçlara uzun göz dalmaları, ve rica minnet bulunan bir sigara... sen gelince, kentin dudaklarına düşer ismin. Selver Metin |