RENGİ ELA'YA ÇALAR AKŞAMLARIN ANKARA'DA
Cebeci’de vakit akşam olunca,
Ebabil kuşlarının sesi duyulur uzaktan. Karşı kaldırımda siyah ceketli bir adam yürür. Bir kadının saçları dağılır rüzgarda. Vakit akşam olunca Cebeci’de, Dışı da sen oluyorsun bu şehrin, içi de.. Ankara senin sesinle konuşur. Ankara senin gözlerinle bakar. Ankara viran bir şehir olur sevgilim; Senin ateşinle yüreğimi yakar. Sokaklarında Ankara’nın yalnız senin ayak izlerin. Ve tepemde güneş diye senin gözlerin. Saçların dökülür bir su gibi hülyalarıma. Bir yıldız olur kayarım. Değmese günahkâr ellerin ellerime, Bende kendimi hiç yaşamamış sayarım. Ankara’da diyorum, ne çok sen var. Hangi yola gitsem sana çıkıyor, Kimi sevsem sen. Kime dokunsam senin kokun, Ah bir bilsen. Ankara’da diyorum, yaşanmıyor. Sen olmasan da gönlüm seni var sanmıyor. Ve adın düşer dilime, Ciğerimde bir ince sızı. Yalnız benim sana esir, Yalnız benim gözlerinin hırsızı. Aşktır sebebi bütün hüzünlerin, Vardır biraz payı her yarada. Karanlık çöküyor inceden inceye, Ve rengi ela’ya çalıyor akşamların Ankara’da.. |