BULUTLARIN SESSİZ SENFONİSİ
Seni çağırıyorum, anlıyor musun?
Yalnızlığın en tiz sesiyle. Tanrıların küf kokan nefesiyle. Bir meleğin gökyüzünden düşen en beyaz tüyüyle. Gel. Dağ başlarından en azgın çiçekleri toplayıp, Bir kuşun yorgun kanatlarında sana gönderiyorum. Gel, Gel artık. Bir tespihin incecik ipinden dökülen, Boncuklar gibiyim. Dağınık. Paramparça. Sahipsiz. Dön gel artık. Ayın gölgesi düşerdi bir bulutun arkasından, Suların koyu maviliğine. Seninle hüzünlü şarkılar söylerdik. Aynalara bakınca çirkindik, Sofralara oturunca tok. Masal kitaplarındaki sevgililer gibiydik, Bir var, hiç yok. Bir yağmur tanesinin, toprağı özlediği gibi, Özledim seni. Gel. |