MuhalÇayın usaresinde hayalimizdir sürgün. Berrak bir tebessümün şerhidir suda hayal. Öksüz bırakır ise bu demde bizi nilgün. Demlikle semaveri yürekten üzer bu hâl. Hayata tutunmamız bu hâlde iken muhal. Çayın tarihçesi mi senin gamzen naz gülü. Hüzün mevsimlerini getirir esen yeller. Çay hazan mevsimine inen Leyla kakülü. Bardaklarla örtüşür elif parmaklı eller. Zamanın gergefinde sanki kör diken muhal. Dudağımız kupkuru busene hasret zaman. Turnaların gözüne çiy düşer yanağından. Ey efsane perisi çay içerken beni an. Yüreğim kurtulmasın senin ipek ağından. Sükutun sinesine acılar eken muhal. Sen gelmezsen hayalin en ağır konuğumuz. Çayın üstünde buğu suyun üstünde hazan. Çaresizlik içinde çay buğusu tuğumuz. Yanıp kavrulsak bile besliyoruz hüsnü zan. Hayal kalıplarına imkansız döken muhal. Sinemize kor gibi dem be dem çöken muhal... Ankara, 13.10.2012 İ.K |