FirariFirari Yeraltı dünyamda ne çok ölü yapraklarını tek tek koparıp attığımız Papatya dalından koparıp soldurduğumuz kıpkızıl güller ve aşk ölü mumyalanmış gibi de diri inip yeraltı dünyama zincirlerinden koparıp aldım ruhumu şimdi başka bir bedende doğmak istiyorum yeraltı dünyamda bahçeler de vardı gazel gazel dökülmüş yaprak yaprak ve bir köstebek tarafından kabartılmış toprak denizlerin derelerin suyu çekilmiş ölü Martılar kıyı kıyı toprağında yüzen ölüler suya hasret kalmış genç fidanlar su’yun adı aşk ve kadından güller karanlıktan aydınlığa çıkıp köprü köprü atlıyorum çıkıyorum düzlüğe arkamda biri var gölgem olmalı biri değil birileri çok kalabalık yabanıl bir koku tanımlayamadığım bir doku burda tabiat bambaşka insanlar benim bildiğim gibi değil hepsi aynı yaşta ve derken önümüzde açılan okyanus gemiler gemiler gemiler filikalar simsiyah geceyi tek aydınlatan bir adamın elindeki fener bir derviş bu taraftan diyor arkamdaki kalabalığa bir kapı açılıyor okyanusun ağzında dev bir kapı hücum ediyor kalabalıklar yeryüzünü hatırlamak istiyorum artık gün batımı akşamları lodos lodos esen rüzgarı tenimde istiyorum şen şakrak kum kum sahilleri yaksa da biraz sevecen güneşini yaz sıcağının az ötede bir aile çoluk çocuk beride burcu burcu kızlar sarmaş dolaş sevgililer keşke biraz yağmur yağsa ıslansa tenim keşke yağsa biraz Yüksel Nimet Apel 8/Ekim/2012/Pazartesi/Bodrum |