Evrus Evrenussadece o bahâra özgü bir gece; ’saysana!’ dedi yıldızlar, inadına! -bakmadan kaça kadar saydığına; zühre, şâhit! say ki; duymadan bir ezgi, dimağına feri söner aşağıya kaysa, mir -gayda biter! birkaçı kırsa da kirişi dik açıda; -hece, sâbit! sadece o güze özgü bir güce; nice sevdâlara gebedir, Tur Dağı -vallahi, yüce! yazgı, yüreğe damladığı sürece; -sezgi, ne kadar mâsum! duy ki; gelmeden özgedir gidişin özü; kıyâmeti sorsa da ten öksüzü; yoktur bir kasıt, mâzur gör! gâfil olur aklı muzdarip; -fecri, fasit! sadece o dem’e özgü bir secere; mâcera dediğine, muhacir olur, âdem; sarsa da tâcir, sarmalına göğü; yerde değil ki ecir; -ara ki, bulasın! kabir hazır âkil adama; ne bir abaküs alır eline, -ne de hendeseye, küs! atom altı parça da, rüyâ! külli madde zannı; -hâlâ mâkûs! kara deryâ, göze milli hülle der ya; asıp kasıp; binbir arya her toteme; sonra tableti boşver, oh! -hâlli, basit! 31 Sonay 2012 |
selam ve saygı ile