İSİM VERMEM GEREK YALDIZLI GECELERE
Toz bulutları yükseldi bir anda
Aniden karıştı ortalık yılgın tufanda Soru sorası gelir içimden o anda Nedir bu cenah yazıyor mu kuranda Biliyorum cevapsız kalacak sorular Dinecek mi bilmem çektiğimiz acılar Yürek hoplar kotur kotur kan bağlar Damarlarda pıhtılaşır damardaki kanlar Sürünceme olmuş yitik yıllar revasız Beynine sıçrar sinirlerin o an apansız Rüzgârlar tersinden esiyorsa nadasız Fışkırır su azgın yellere hava dumansız Yorgun düştüm hayatın çileli yollarında Fırsatlar kollasan ne olur softa sokaklarında Kof yüreğin hızlı hızlı çarpar heyecanlarında Azgın gençliğin durgunlaşmış bakışlarında Bir isim vermem gerek yaldızlı gecelere Mehtabın ışıklarında yanan cılız tenlere Zalimane yataklık yapmış sinsi kahpelere Uzatsan ellerini el atmaz atarlar derinlere Geceler vicdansız karanlıkları yırtar gündüz Ömür bitmekte gözler kör renkler dümdüz Ne gelen var ne de soran sen yine pütürsüz Aşkın deminde ikizler oynaşırken o dördüz Kolay mı yaşamın kahrını yaftasız çekmek Güneş yükseldiğinde tepelere acıyla inlemek Kahrolur insan gereksizce hey diye seslenmek Yeter desen cilvenin yokluğunda zor dinlenmek Meşum köşelerde bir ses vınlar tınaz tınlaması Kaldırımlarda tık tık takunyaların ah ah tıklaması Olmaz mı bu satırları yazan parmakların muskası Bir şeyler söyleyin artık olsun bu garibin mahlası Zekeriya ÇAVUŞ Teaching Assistant Researcher, Writer [email protected] Düzce 05.10.2012 – 21 .10 |