Yaralar taze iken acıtmıyormuş hançer yarası soğudukça acıyormuş ....
Eski bir defter buldum geçenlerde zihnimin aralanmamış köşesinde Bayağı tozlanmış belli ki uzun yıllar dokunmamışım Seninleyken hep sensizliğimin ispatı değil mi bu? Hadi geç aynanın karşısına Sen ne kadar zamandır benli bensizliktesin?
Hayat ne kadar anlamlı Ya da Ne kadar anlam katıyoruz biz yaşanmışlıklara? Değersize olduğundan fazla değer biçiyoruz
Bu aralar karşık Beni ben eden tüm duygular Acıların travması zaman aşımına uğramış Ayakta durma telaşından
Oysa şimdi Zamansızlıkta kaybolmuş duyguların şavaşındayız Satın alabilsek geçmiş zamanı çevirsek rotasını Daha az mı acıtırız birbirimizi Yerine getirirmiyiz tutamadığımız sözleri Her zamanki gibi suskunsun Hoş ne zaman konuştun konu biz olunca
Bencillik sarayını büyütmekle meşkuldün Şimdi ne oldu İhanet depreminde yıkıldı Bir fahişenin hangar yüreğine kurduğun sarayın
Gördün değil mi Dünya etme bulma dünyası Sen beni sırtımdan hançerlerken Sevdiğin halı olmuş muhutin erlerine Sıra gözetmeden geçmişler üzerinden
Şimdi kahkaha sırası benim kanayan yüreğimde Sen ise fahişenin fiş sırasında
Denesem de geçmişin hatırına affetmeyi Olmuyor dönüşümü kapatmışsın senli zamana Urgandan ipek ipliğe astığın sevdamı Şimdi bakmadan göz yaşına ben kopartıyorum Zaman tüneline dinamit lokumlarını yerleştirerek Sana dönüşümü tamamen kapatarak gidiyorum
Hadi bakalım benim de yolum açık ola Mutluluğu bana taşıyan sensizlikte ....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Acıların rengi var mı? şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Acıların rengi var mı? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eski bir defter buldum geçenlerde zihnimin aralanmamış köşesinde Bayağı tozlanmış belli ki uzun yıllar dokunmamışım Seninleyken hep sensizliğimin ispatı değil mi bu? Hadi geç aynanın karşısına Sen ne kadar zamandır benli bensizliktesin?
Hayat ne kadar anlamlı Ya da Ne kadar anlam katıyoruz biz yaşanmışlıklara? Değersize olduğundan fazla değer biçiyoruz
Bu aralar karşık Beni ben eden tüm duygular Acıların travması zaman aşımına uğramış Ayakta durma telaşından
Oysa şimdi Zamansızlıkta kaybolmuş duyguların şavaşındayız Satın alabilsek geçmiş zamanı çevirsek rotasını Daha az mı acıtırız birbirimizi Yerine getirirmiyiz tutamadığımız sözleri Her zamanki gibi suskunsun Hoş ne zaman konuştun konu biz olunca
Bencillik sarayını büyütmekle meşkuldün Şimdi ne oldu İhanet depreminde yıkıldı Bir fahişenin hangar yüreğine kurduğun sarayın
Gördün değil mi Dünya etme bulma dünyası Sen beni sırtımdan hançerlerken Sevdiğin halı olmuş muhutin erlerine Sıra gözetmeden geçmişler üzerinden
Şimdi kahkaha sırası benim kanayan yüreğimde Sen ise fahişenin fiş sırasında
Denesem de geçmişin hatırına affetmeyi Olmuyor dönüşümü kapatmışsın senli zamana Urgandan ipek ipliğe astığın sevdamı Şimdi bakmadan göz yaşına ben kopartıyorum Zaman tüneline dinamit lokumlarını yerleştirerek Sana dönüşümü tamamen kapatarak gidiyorum
Hadi bakalım benim de yolum açık ola Mutluluğu bana taşıyan sensizlikte ....
harikaydı yürek sesi acıların travması atlatılmış ve durum değerlendirlirken yine haklı istemler ... haklı sorgular.. ve gözüne sokulan gerçeklik ihanetin intikamı olmuş şairem.. ve bitiş gidiş.. artık çokta şey kalmamışken.. kararlı adımlar.. şiir ne çok hüzünü barındırırken öylesine akıcıydı ki bir ömür sığdırılmıştı dizelere.. yürekten kutluyorum şairem yürekten.. sevgimi saygımı bırakırken sayfana...
geçmişte yarım kalmış bir sevdanın ve gönülde yer almış bir kahramanın yeniden anımsanması ve duygularla anlamlı bir hesaplaşma. Zaman içinde yürek yarası daha çok acı veriyor.aynen katılıyorum.bunu ancak birebir yaşayan bilir. duygu yüklü bir yorumun eşliğinde hüzünle dinledi.tebrik ederim.
Duygu, hüzün, acı ve öfke yumağıydı yürek sesiniz, bazen ne çok acıtırız yaralarımızı oysa; biz istemesek kimseler dokunamaz yüreğimize, güvenin ve çok fazla değer vermenin bedeli ihanet ya da terk ediliş olur... Hüzün ve acılar şiirde kalsın çokça şiirdi kutlarım can arkadaşım...
Eski bir defter buldum geçenlerde zihnimin aralanmamış köşesinde
Şiirin girişi anlam ve betim olarak çok farklı; hafizayı veya gezmiş zamanı tozlu bir deftere benzetmek gerçeklik bakımından çok uygun. ,,Bayağı tozlanmış’’, unutulmaya yüz tutmuş maziyi hatıralarla dile getiyor bu iki kelime.
Bir insanın yanında ,,bedenen’’ bulunmak; ruhen bulunmak demek değildir. İnsanlar artık yanındaki sevdiklerini göremez olmuşlar. Alışkanlıklar aşkı öldürüyor galiba. İnsanın duyguları paslanır; nasıl ki demiri / ruhu göremiyorsan, zamanla insanın bedeninin / pasının gerisindeki ruhu, kalbi göremiyoruz. Şair ,,Aynanın karısına geç’’ diyor; çünkü muhatap / sevgili her şeyi o kadar unutmuş ki, kendini bile göremez olmuş. Kendini göremeyen, algılamayan bir insanın başkasını görmesi muhaldir. Tasavvufta ,,kendini bilen Rabbini bilir’’ sözünü biz ,,kendini bilen / gören sevdiğini görür / bilir şeklinde değiştirebiliriz. Her şeyin mebdesi, insanın kendisi.
,,Zaman tüneline bomba koymak’’ cümlesi beni çok etledi. Mazi ve istikbal arasındaki yolu yıkmak, sevgiliden bir kopuş; ama kararlı, kesin bir duruşla.