yaşayan mezarlığımız !keder rotasını daha bir siyaha kırdığı gecelere sürgündür iç gözündeki ayna gün yansımalarıyla yalnızlığa törpülenir terki aşkın paslanmış anahtarı son besteyi notalar çalıntı bir cesaretin kırıntıları platonun gizine tutkun melankoli esir alır serabı şen şarkılar kisvesinde kapanır camdan hüzün dolabı hislerin kesifliği keser monoton akışı birkaç dizeye vurur soyut ahkâm bakışı ruhuna işlidir gizinin al nakışı bitmez,sessiz kafiyelerin sırrına eklem yarışı bir kişiye bağımlı -sır- meçhule noktalı ihtivası yoktur demeye vermiyor imkânı, aması, hiçbir şeyin gizli kalmayacağı gerçeğine saklı sevgili ! gittin ya hani s/özsüz ve imâsız kirpiklerin ödedi bedeli puslu edaların kenarından yırtıldı resim sevdaya orantısız rüyalar kandırdı zaaflarını sefil ve görgüsüzdü aşk,derinlerim sis/sizdi şuurumun kaygısız parmakları kanatıyordu saçlarını ait olmadığı yerde açmıştı çiçek yansızdı g/ördüğüm hakikât sarıldı sezgime alacası seyrelmiş gökten inen içtihat çarelemiş umudu iştiyakla vuslatı yazarak uzun soluğu yıldızlara takılı niyet kuyusuna bakarak geçti dil yaram aşkının armağanı korkaklığı ellerimin titremesine verdim gözlerinde söndürdüm mumları kaybolurken izim yalnızlığa ruh veren şol geceyle közlendim belki lütuftu bana aramadım ne suçlu ne sanığı hüzün dolabına bıraktığı s/ıradan bir gönül kırığı kentin en kalabalık mekânı mezarlığı ç/ekiyor sarı goncalarımı sureti ıssız ve göçsüz taşları ömür yeşiliyle ağaçlara çizilmiş gölgesiyle saklıyor varlığımı sessizliğe özgürlüğün dinlencesi huzurdan bir çelişkiyle susuyor biteviye noktası virgülüne açmış sevdanın sır defterini mültecisi,sürgününe ölümsüz aşklar bocalandı fikrime koşuyordu umarsızlar hiç bilinmeze d/okundu gaibin sesi sır ile şiir arasında kalan yüreğime şairler peygamberdi; hiç din,lenmemiş kitabı bilinmezmiş yahut oku(n)masada nüsha nüsha zamana yığılan mistik duygusuyla kalıcıydı ilhâmı şiirler tanrısında... .. |