beni çok seven medeniyete ve aşka ve üzerine alınmasını bilen herkese;
Onaramayacağını bildiğin şeyi kurcalama
kurcalama ki daha da beter olmasın ben kimseye benzemem diyerek olaya herkese benzeyen cümlelerle başlıyorsan sana inanmamı, açılmamı isteme anlamaya yüreğini koymayacaksan anlamaya talibim anlarım anladım deme, anlarmış gibi konuşma konuşma ki yaraya yara katmayayım beni sığ bakışının ardındaki önyargılarınla görüp, lafı gediğine soktum sanma laf dönüp dolaşıp sana dolanır açık konuştuğumda açık konuş anlamadım deme daha açık konuştuğumda duyacaklarını yüreğin kaldırmaz kaldıramayacağını anladığım ben gitmek istediğimde bana dur deyip aklımı çelmeye çalışma o vakitten sonra kalamayacağımı bile bile gidiyorsam da şurdan git deme yönümü tarif etme levhaları bende görüyorum yüreğimle anlaştığım gün ben nasılsa yolumu bulurum… ha bir de bana sarılma, herkes sensen beni herkesten bilme bilmeki rotamı kaydırdığın bilinmezliğe bilinmeyene giderken yalancı sıcaklığa kanmayayım dönüp de ardıma bakmayayım en son orda gördüğümü anlaşılmayan beni anlamayanı anlamak zaruretinde bırakılmayayım… çok biliyorsun anladım amenna lakin herkesin bilmediği bir şey vardır bırak anlatayım dediğimde yalanlarını çıkardığın yere sokup gözümün içine bakta dinle yok dinlemiyorsan beni kendi sözcüklerinle boğma dinleme zamanı geçtiğinde de gel dinleyeyim deme küfür ettiğimde aferin üzerine alın ancak bana sinirlenme sinirlenmesi gereken kendinsin dön de aynaya bak bak ki anlatsın yok bana her şey ağır geliyor, zor geliyor dersen ki bana inan senden daha zor geliyor (hatayı da söyleyeyim konuştuğumda dinlemeyip sustuğumda beni konuşturarak yıprattığın böyle dediğimde öyle, öyle dediğimde böyle diyerek kafa karışıklığından başka bir şey yaratmadığın sistemden farklıyım deyip sistemin beni yutmasını sağladığın en çok ta varlığınla yokluğunu artık bana hissettiremediğin için) ve sen hiç bir şeyi düzeltemiyorsan bir kere de sen çekip gitmeyi dene ancak neyin var neyin yok tüm pılı pırtını al da git git de izi kalmasın ancak gittiğin yere ahımı da götür benim ruhumda yarattığın şeyi lütfen bana bırakma giderken bir bunu yapabileceğini anlayasın... Allah belanı versin diyeceğimden vazgeçtim neden vazgeçtiğimi anlamıyorsan onu da söyleyeyim yazık ki Allah sensin daha da yazık olanı bela olanda sensin ben anladmadığımda ben de anlamadım diye yaklaşmaya çalışma anlamayan darbe indiremezmiş sen salak değilsin de bir ben miyim salak anlamazlığa vurup bir de benimle dalga geçme sus ve çekil bırak beni yalnızlığıma ben anladım sen yoksun lakin Yüce Allah benimle… Susuyorsam nedeni var ancak çok konuşmamı istiyorsan herkesten önce beni sen dinle tahammül ederek dinle tahammülün yoksa ben susmayı zaten biliyordum inan benim için dert değil… ha susuyorsun ama bilmiyorsun gel öğreteyim de bilerek sus susta acının her şeklini tekrar tekrar gör diyorsan inan o da dert değil, sen katlanabiliyorsan cehennem de benim için dert değil… ben kendi halimdeyken beni izleyip napıyor bu deme naptığıma kafanı yorupta sonuçta anlamayacaksan anlamak için sadece benim irdelememi bekleyip hazıra konacaksan Allah aşkına çek o bakışlarını görme, bilme, inceleme yani gölge etme! ben ağlarken yoksan en azından gülmediğim zamanlarda yakaladım seni boşluğundan diyerek karşıma geçip kıs kıs gülme gülme ki insanlık sende kalsın bir de insanlığın yükünü tek başıma bana sırtlandırma eskiden hissettiğim vardı adını bilmiyordum öğretmeye çalıştın öğretemedin onu da ben inan gönlün olsun diye kendi yöntemlerimle öğrendim lakin hissettiğinin adını koyunca daha az acıtmıyormuş isimler yalnız acını kategorize ediyormuş demem o ki lanet olsun ki insanlığa kobay olmaktan başka bir halta yaramıyormuş madem kobay ettin beni yalnız magazin kısmıyla ilgilenme canı gönülden dinle ve anla anla ki sayende bir halta yaramadığımı hisseden ben bir nebze kendimi avutayım ben bitmesini umut ederken sen bana şeytanı tiksindiren gözünle bakarak dilinde bitti kelimesiyle bitmediğini anlatma ben bitmesinin herkes için iyi olduğunu bildiğim için bitsin istiyordum yok bitmediyse hırpalanan ben hırpalamaya çalışınca horlanma, o horlar da inan sana girer çok konuşmamı istiyordun söyle hala istiyormusun için rahatlayacaksa senin o asıp biçen adaletine güveniyorum söylüyorum işte ver kararını kes cezamı susmakta konuşmakta inan bana bir… bir saattir medeni medeni aşk dolu sözlerle saydırıyorum çıkarların söz konusu olunca çalıştırdığın beynini bir kere de boş yere çalıştır hiç yoktan çalıştır korkma birşey olmaz idmanın artar, beni kör sandın belki çalışkan beynin senin de gözünü açar... son olarak ben elimi sana vermiyorsam zorla tutma sonunda boşluklara bırakacağını bile bile benim bildiğimi hissettiğimi bana ezberletme bu ezberci sistemin de içine ettirtme… ( Dilek KARSLIOĞLU ) |
vayyyyyyyyyyy dedim .... süperdi yaa ... İşte bu kadar.... :))
Bazen insanın tahammül sınırları öyle zorlanıyor ki yok diyorsun ya yok yani yeter artık... hep anlaması gereken neden benim, hep anlayamadığı halde anlarmış gibi yapan yine neden benim, neden anlamıyorsam anlamıyorumdur. Anladığımı anlamsızlaştırmanın yada anlamadığım üstüne kuş kondurmanın alemi ne ? Varsa bir çelişiklik zaten burdan başlıyor ...anladığımı anlamadığın, anlamadığımı anlamlandırmadığın sürece anlamın bir anlamı yok...tıpkı yukarda şairin dediği gibi varlığınla yokluğunu anlamaktansa ... yokluğunda yokluğunu bilmek daha anlamlı... Daha bir yaşanılır.. en azından birşeyden eminsindir ... ne o var yok, yok var... zaten dünya insanlar, herşey yalan, gerçe birbirine karışmışken bir de görürken göz, duyarken kulak, bilirken akıl... daha zıtlarıyla uğraştırıp iyice kafa bulandırmanın ne anlamı var ...Yoksa yok.
Varsa var.Hiçse hiç.Hepse hep... o kadar :)))
Bende gaza geldim :))Özür dilerim fazlaca meşgul ettim sayfanızı sayın şairim ama suç sizde bu kadarda net ifade edilmezki herşey ama ya...Kalben kutlarım değerli eserinizi.Şiirin ışıtan, paylaşımcı dostluğunca ; selam, sevgi ve saygılarımla.
Şükran AY tarafından 9/28/2012 11:17:17 AM zamanında düzenlenmiştir.