Araf olsa bilegünâhlar farklı yansıyor cennetin koyunda sadece bir tebessümden ibaretti gülmeye çabalayan yüzü kelimelerin tutuktu nutku gözlerinin hapsindeyken yazgısı bir çocuğun masumiyetinde kırılan gururu belli ki anadan miras yangınlarla büyüyen topraklarda savaş var yanıbaşımızda kan gövdeyi götürüyor martı çığlığında odam yüreğim ağzımda titriyor bir kelebek gibi kanatlı sesimin rengi boz hüküm giyinmişti zaman haram beyaz urban kırmızı akacak ya kan yeşili çalıntı ormanların kurak mevsimler boy veriyor kördüğüm olmuş halkalar kaderin elinde ipler nasıl da ülkenin geleceğinle oynuyor soytarı ve de haddini bilmez cambazlar susturulmuş ordu mensupları, tıkılmış içeri demir parmaklıklar ardında hepsi yazılmış senaryo, tezgâhlanmış oyun hem de tel örgü çerçeveli gecenin ayazı kesiyor nefesimi üşüyor dört duvar korku salıyor zebanice bekleyiş ölüm kol geziyor itler ürüyor, kervanlar devran sürüyor çiğ süt emmişler yasak elma kokusunda cehennem bana yârin dudağı yasak Tanrı’nın alnını öpmek geçiyor içimden engel oluyor mesafeler dokunsan halimize ağlayacak bulutlar sefillikten azat edin insanları yerim araf olsa bile korkmadan söylerim dünyam şeffaf sudan berrak sudan çıplak duygu ve düşüncelerim verecek olduğum bir can örtüşmese de sizinle görüşlerim... TRABZON 26.09.2012 |