arka sokağın kadınlarıidaredir lambası eflatun sözlü kaldırım taşları üçle beş arası sol kapakçığım kazınır esmerden olma sarışından bozma nazlı kadınları şaşıdır kedileri pastayı ciğer sanır marie antoinette misali sokağın orta yerinde cezayir menekşeleri ürer üstü kapalı veya yarı açık f tipi saksısı gizemlidir saçları öldün sanırsın bir an gırtlağın asılır elektirik duraklarına oysa kirli gömleğin sarı yakası sakalın gri çıkıntısı lirik bir parça’nın tadını anımsatır doğarsın kafiyeli batımda yağmura teşekkürlerimi arz ederim kokusunu bilmediğim tabanına dokunmadığım evimi iade etti o gün gece yarısı cesedimi işledim şarap ipliğinden dağınık seslerin merkezinde iliklendim anne sen uyu toprağın bol olsun sayılı yerlerde sevişiyor tranvaylar arka çağların çanları çalıyor kızlığı bozulmuş kızılcık şerbeti’nin ve kadehini uzatıyor fahriye abla o ki sokağın yerleşik güzeli ikindi vakti çayın demi azıtıyor beynimi ince belli buharı kapalı kalmış hücrelerime abanıyor gözlemler kim vurduya giden kayıplar kaleme demir atıyor dalgalara inat kadırgaları düşünüyorum fatihin beyaz yadigarını belki o da bu mahalleden girdi şehr_i istanbula bazıları yabancıdır sana hatıralar gibi geç kalmış şiir son vapura sığmayan yaşlı martılar mesela bazı bazı sığın yorgunluğuna arka sokağın çilingir sofrası müsait uğurla maziyi kuşluğun mızrağında.. lamour |