EN BÜYÜK AŞKÖylesi bir aşk ki bu, nasıl anlatsam, nasıl? Bilmem yazar mı kalem? Bilmem yeter mi kelâm? Leylâ-Mecnun hikâye, kara sevdâ bu asıl Bu âşıklar önünde herkes durmalı selâm Oğlan yiğit mi yiğit, kız kuğu kadar zarif Öyle ki güzelliği cümle âlem dilinde Üc beş kelime ile etmek imkânsız târif Sormayın nerde yaşar? Yurdun hangi ilinde? Yaş yirmiye gelende düğün dernek kurulur Davul zurna çalınır ve gelir vuslat ânı Oğlanın anasının yüreciği burulur Ondan ayrılacak ya, biraz sıkılır canı Bir yandan da mutludur, görmüştür bu günleri Evlâdını büyütmüş, murâdına ermiştir Geride bırakmıştır acı tatlı dünleri Halaylar eşliğinde sevdiğine vermiştir Ve aylar sonra Oğlan nöbet tutarken yavuklusu başında Kahpe bir kurşun değer, kan toprağa karılır Ve bir daha büyümez, kalır yirmi yaşında Ayrılmamak üzere sevdiğine sarılır Îzahâta gerek yok, anladınız sanırım O artık bir şehittir yârin koynunda yatan Ben her ikisini de gâyet iyi tanırım Oğlanın adı Mehmet, kızın adıysa Vatan. 24eylülikibin12 . |