// ... Eylülde gidilmez ki ulan son nokta veda diye kapının önüne bırakılmaz o veda gün gelir seni boğar ...//
aylardır cebelleşiyorum yazın ortasında kanatları kırık kuşlarla göçlere yazılıyorum yorgun seferlerde benden öte bir sen varken ellerimdeki ateşte dudaklarımın kenarında kalan duman lekesi sokak lambalarında yanan sabrın sukûneti…
sessizliğe gömülürken gözlerimin arka perdesi özlemlerimin üstüne yuva kuruyor bir adamın ılık ılık akan sesi bir bardak su bir avuç deniz bayım siz saklandığım şehrin kaldırımlarını örtebilir misiniz gece yürürken güneşe ayaklarıma takıştırdığım hal hal seslerinden tanıyabilir misiniz beni onca kalabalığın içinde acının meşalesinden
susalım şimdi zerre zerre dağılmışlığımızdan tekinsiz şiirler yazalım yarı serhoş cümlelerle acının doğduğu kadehlerde demlenirken şarkıların en hüzzam yerinde pişmanlığın rüzgarları dokunsun tenimize
gel ! noktaların denize döküldüğü yerde virgüllerden karaya vuralım her Pazar/ ertesi kadeh kadeh içelim kristalleşen tuzları istiridye kabuklarında keşfe çıkalım okyanuslar ötesine kayıklarımız alabora fırtına sonrası sarıp sarmalayalım deniz yıldızlarını…
sen elvedayı düşürdüğün zaman hikayemize yağmur biriktiriyordum avuçlarımda öfkemin adresi şaştığı vakitlerde bir kaç ıslak şiir vardı ceplerimde kara bulutlar kaplamıştı dimağımda küf tutmuş sevdaların üstünü birde aylardan eylül değil midir ki ! bileklerimi kesen lehçelerimi kurutan o vakit değme işte keyfime be şair ! rüzgarın elleri sallanıyorsa boşlukta ve idam mangaları kuruluyorsa sararmış yaprakların sayfalarında içim için için ağlıyorsa şimdi bil ki pişmanlığım senin için…
ve ölünmüyorsa duvarlarıma sıçrayan kandan görünmüyorsa yüzüm azrailin soluğundan ve şiirin nefes aralığında yaşanmıyorsa yaşam diye anılanlar pişmanım demektir sevgili suyun eskittiği zamandan..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
su eskitmesi zaman... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
su eskitmesi zaman... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
susalım şimdi zerre zerre dağılmışlığımızdan tekinsiz şiirler yazalım
ve ölünmüyorsa duvarlarıma sıçrayan kandan görünmüyorsa yüzüm azrailin soluğundan suyun eskittiği zamandan..
Eylülde gidilmez ki ulan…
DEĞERLİ KALEM GÜNAYDIN; ÖZELLİKLE BU DİZELER HARİKAYDI..ELBETTE BANA GÖRE..ÇOK ÇOK GÜZEL VEDE ANLAM YÜKLÜ BİR DUYGU PAYLAŞIMIYDI.... YÜREĞİNİZ V DE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN.. SELAM VE SAYGIMLA..
ve ölünmüyorsa duvarlarıma sıçrayan kandan görünmüyorsa yüzüm azrailin soluğundan ve şiirin nefes aralığında yaşanmıyorsa yaşam diye anılanlar pişmanım demektir sevgili suyun eskittiği zamandan..
yarım kalmış sözcüklerin yerine oturtulmasını ve bir cümlenin aynı anlamda anlaşılmasını seviyorum ,,
mevsimler gibi değişmiyor evet,, ve hatta her şey değişiyor ama o değişmiyor,, zaman geçiyor o bitmiyor,, bahar geliyor çiçek açıyor baharla duygular da canlanıyor,, sonra sonbahar geliyor çiçekler soluyor ama o bitmiyor ve gitmiyor,, bizi terketmeyen tek şey galiba o,, tek kişilik de olsa çift kişilik de olsa aşk bizi hiç terk etmiyor ,,
eyvallah ... aynı dili konuşmanın hazzı içerisindeyim... mevsimler gibi değişmiyor aşk... düşmüşse bir kere içine... düşler ötesine yürüyorsun... kendinden emin ayaklarınla...
tabi ki ,, aşk hiç bitmeyen bahar mevsimi olur bazen ,, bazen yağan yağmur,, bazen de en sert rüzgarlardır,, bir mevsime bir aşk değil de ,, her mevsime tek aşk ,,
eylül işte bakın oda bitti gitti,, ama nedense ardında hüznü illa ki de bırakıyor gibi ,, havası suyu sevdası bile bir başka oluyor eylül sonralarının,,
eee çare ...susmayın lütfen içiniz rahatça dökebilirisiniz... umutsuzluk değildi bu hatta umuttu acıyla baş edebilmenin dimdik ayakta kalabilmenin gücü idi... ne gidenin gidişi ne de eylül yıkabilir bizi eyvallah...
anlatmak istediklerime tercüme olmuşsunuz.. acının hazzında var edebiliyorsak gideni kalan içimiz de ise... ve kalanlarla büyüyorsak giden hep hüzündür.. giden hüzünü taşımaya mahküm kalansa acının renginde var olmaya mahküm..
ne kadar uzağa giderse gitsin insan yanında hatırlamak için bir beyni var her şeyi onunla yanında tutabilir ,, bu yüzden bazen gitmek ya da kalmak anlasızlaşır,, ne yapalım gitsek de kalsak da hatta ki gelsek de illa ki eylül ise ,, geçen eylül hüzünlü idiyse öyleyse ,, bu eylülü yaşamalı sevgiyle ,,
Yüreğinin sesine, Dilinden düşen her sözüne, Kalemine, Kelamına, Şiirinin her satırdaki ahengine...
Daha ne diyeyim nee... Bilemedim ki, kalabilir miyim burada böyle, hiç kıpırdamadan... Kalsam, kalsak, Eylül'den gidesim gelmedi, Eylül'de hep hüzün damlar da şiirlerden, Hüznün bu kadar güzeli olur muu? Acı çekerken dans eder mi kelimeler, Böyle güzel mi dizilir, En saklı, en gizli yerde olanlar bile....
Bu kadar mı olur? Ve ben nasıl böyle susarım? Susamam ki, konuşmalara susarım, Şiirine susarım... Sustum....
Yüreğinin hüzün rengine selamlar ve tebrikler, İçim bu benim için... İçin, içim... Gönlünün solmaz rengine sağlık, Kelimelerinden öpüyorum,
şımarık seni :)) hep gül emi gül güzelimmm...gitt iki kutu boya al çabuk bi kutusu bana yarısını kırmızıya boyacam :)sarı kırmızı :)) bide huni kafama:))akşam zaten deli damgasını yedik bari yüzleri kara çıkartmayalım:))
ahh kırmızı kedim sen iste abla tüm kelimeleri kurban etsin sana... hadi bi öpücük yolla ablaya:(( şifa olsun gerçi berrem geceden beri öpüyorda bi tanede senden olsun:((
Ablam benim, En sevdiğim rengi bunca güzel yorumun arasında bana dökmüşsün, Teşekkür ederim... Yüreğindeki yerin o kadar renkli ve güzel ki, hüzüne rağmen, Eylül'e inat... Şiirinden öperim seni... :) Anladın senn
Kelimelerini de yerim de, belki benim de içimden böyle şiirler düşer :))
Ben sustum. Muhatabındır konuşma sırası. Ziyadesiyle beğendiğim,okudukça duygulandığım derinden bir serzenişti.. Her şeyin gönlünce gelişmesi dileklerimle kutlarım dizelerini. Ama gitmenim mevsimi yoktur ki arkadaşım.Baharda da gider ,yazda da,karakıştada.Aklına koymaya görsün.
çok teşekkür ederim ... bende sustum ama kelimelerimden vuruldum insan kendi kendini vurur mu.. muhatabı mı ? sanırsam o bu dilden pek anlamıyor benimde onun dilinden anladığım söylenemez...işte böyle ben acının hazzında o mevsimin baharında...
bi kez daha teşekkürler ...hoş geldiniz safalar getirdiniz şairem...
onun için yanık yanık tütsü kokar, onun için değdiği yeri kanatır. eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık zordur, eylülde herşey zordur, ben eylülü onun için severim. eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır'
‘Ne olur seni kimse anlamasa?’
‘Ne olur seni o kadar sevmezse?’ diye…
Ne olabilirdi gerçekten?
Şiirde ki vurgu ve cümleler öyle yerinde kullanılmış ki kutlamaktan başka ne yapılabilir