Çe lik ço makhatıraları çocukluğumun kulaklarımda tik takları saatin çe lik ço mak çe lik ço mak nihayetinde çalar gong haydi oğlum geç oldu, eve! annemin sesi... melekler inerdi bizim köye okunurken akşam ezanı köpekler havlardı - ki melekleri görürmüş köpekler- havanın alacasına karışırdı sesler tatlı bir telaş ihtiyarlarda, paytak adımlar camiye yetişmekteler kadınların derdi yemek, yorgun bedenleri -tarladan gelmişler- mutfakta ayine hazırlanır gibi kocalarına hazırlanmakta önce karınlar, doyacak sonra duyurmadan çocuklara çeyizden kalma yorgan altında yorgun bedenler şehvete yorulacak -kaldıysa hal kadında- ve kızıllığına uyanacak köy güneşin devr-i daimine istinaden hayatın ben uyurken gurbette... onlar koşturacaklar hayata, muhayyilemdeki tepeden seyrederken ben küskün... Mustafa SAKMAN |