ılgın adasıkarıncanın gözlerinde gördüm seni ağlıyordun bir devri zincirlere vuranların anasıydın eteklerinde cennet ağlıyordun avuçlarında okyanuslar son savaşlara geriliyordu yelken ipleri tüm bilgeler kudurgan az kalmış kızıl yağmurlara ağzında gök gürültüleri ağlıyordun son verilmiş garanit yontucularının işine coğrafyamda kan ve fırat bu denli durgun akarken dağlarımda şark çıbanı dağlarımda gülle tek dirhem baruta bir can sen ağlıyordun murç vuruyordu kendi kellesine heykeltraşlar sapı garp ağırlığı ihanet ve o beyaz atlıların ayak izlerinde kalan bereket tohumları yutmuş anofeller başaklar titrek ağlıyordun düzlükler düzlükler değirmen oluğu kalmış ırmak adasında ılgın filizlerinin tam ortasında borazan tutmuş hızır elinde sen ağlıyordun kasım |