Her Şey Sustu Sonra
ne anlatabilirdi ki bir şiirden başka
aramızda yaşanmış ya da ölünmüş her ne varsa bir başkasıydı o diyorum eski halimi soranlara aslında değişen bir şey yok duvarlar hala suskun mayınlar hala serseri ama intiharı farz kılan hüzünlerin ortasında dudaklarım kanar olmuş sustukça bir de kalbim... seninse ellerin titriyor oysa üşümüyorsun gözlerin maviliğini yitirmiş bir deniz gibi durgun ayrılığı yendiğimiz ilk gün söylemiştim ya hani ...bakalım hayat bu defa ...hangi acıyla susturacak bizi işte bu gün o günmüş gibi son kozunu oynuyor hayat nefesimde hissedemiyorum nefesini gölgede parlayan bir orak var değişmeye başlıyor gecenin rengi yağmur karanlıkla karışık yağıyor üstümüze keşkesi çoğalıyor cümlelerin çaresizim taşı sıksa şiirini çıkaran ellerim saramıyor yüreğini incinme diye kollarım ürkekçe tutarken bedenini usulca fısıldıyorsun kulağıma - sarılabildiğin kadar sıkı sarıl bana nefes almasam da olur ! - böyle konuşma ne olur... önce gözlerin kapanıyor sonra kolların düşüyor iki yana sen gidiyorsun herşeyim ! şimdi söylenecek ne çok şey var ama susulacak daha fazla... Hakan Karali (kanser hastası Hale Karagöz’e ithafen) |