geçen geçtieskidendi boğaziçi mavisine küsmemişti komşu kızı büyümemişti henüz galata fitilini hazmedip konuşurdu yaşlı koğuş ağaları detaylıca şimdi geçmiyor vapurun dumanı yer ve gök uykusuz nöbetleri yok sayılsa da eskidendi lokumun ağdalı tadı kimyasalı sağnak çifte kavrulmuşluğun anamın ipek dokuması babamın cilalı potini dibek kahvesi mangalın ateşi ağarlaştı ırzına geçildi geçmişin müsadeyle mektebi özlüyorum cin ali nasılda tavlardı ayşeyi üç kuruşa şimdi dijital rüyaların peşindeyiz sıralı harcanıyor dünya atom vari eskidendi açık havada sevişmeler kamerin gözlerini bağlardık hafiften yıldızları samanyoluna demirleyip boşalırdık geceye sakınmadan utanmadan söylerdik şarkıları nihavent makamı yakardı cayır cayır eskidendi ortaoyunu tek sahnede doyardık sanatın sofrasına adaplı dönerdi dil karagözün şamarı acıtmazdı hacivatı lakin kurtların dişleri bitirdi gölgeyi geçmiş ola eskidendi akşamın sefası hane başı piyesler dinlenirdi radyolarda kulaklar dikilirken küçücük kutucuğa mutluluğun resmini çizerdi abidin tuali çekingen boyası aile boyu eskidendi laci takımın fiyakası boyuna çizgili jilet misali kaptanlara özenirdim çocukluk aklımla denizin mavisi girerdi zihnimin eşiğinden gitmesin diye peri’nin masalı kapatırdım gözlerimi gıcırtılı döşeğimde erken bitti takvimin maarifliği gençlik gibi geçen geçti... lamour |
kaleminiz daim olsun sevgilerimle