(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yollara amade şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yollara amade şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çok güzeldi. okuyanın da kendisini bulacağı veya okuyanı da alıp götüren güzel bir şiir. fakat şiirin sonu şiirin başı ve ortasında verdiği intibayı kader ile bir nevi düşürmüş. gönü,l şiirin sonunda kaderden ziyade başkaca bir şey arıyor aslında. ve şiir kader diye kestirip atamazsın beni der gibi sitemkar kalmış şairine..
u dönüşe yerine geriye dönüşe benzer başka bir ifade daha güzel olurdu. u dönüşü ben bu şiire ait değilim diyor kendince bana. 4. bölümün sonunda "geçte olsa..." " geç de olsa..." diye düzeltirsek daha güzel olur. şiirde fazla kelimeler de göze batıyor..
"ben hep yollara amade" yerine "ben yollara amade" "bırakıp bırakıp gitmeler" yerine "bırakıp gitmeler" "korkularım da hep benimledir" yerine "korkularım da benimledir" "bazen saçarım bazılarını yollara…" yerine "bazen saçarım yollara" "kaybettiklerime ise dövünmem" yerine "kaybettiklerime dövünmem"
aynı hisleri duruluğu ve akıcılığı yaşatır okuyana.
şiir, eğer serbest ise ve beni ilk üç dört mısrada veya ilk bölümde davet etmiyorsa kendine şiiri okumak için vakit ayıramaz gönlüm.
fakat bu şiir aldı götürdü. ve üzerinde durmamı sağladı. şiirin başlığında amade kelimesinin aslı âmâde olsa da beni şiire davet etti. sonunu kesitememe, ucunu görememenin ziyâde kelimesiyle kurduğu derinlik haydi gel gezdireyim seni yollarda dedi. gitmelerin usûlü ve deli cesareti ve doğuştan yüreklerde gizlenenler bir seyre ortak etti beni. gönlümü hayran etti seyrine...
vazgeçmenin dorukları ise zirveye çıkardı duygularımı. sonrası ise bir derviş gibi mevsimlerin tesiriyle kimi dupduru kimi boz bulanık doruklardan inmeler başladı.
bu doruk bana kimi gözyaşını da çağrıştırdı. sanki hisler arınmış ve gözlerde suya dönüşmüş ve iniş başlamış gibi yaşadım bir nevi kendimce şiiri...
esaslı bir mucize aratırken şiir vurmadan kimseye koşmalar bana yaraşır derken dağ başından vadiden akan ırmağa kattı beni sanki.
"her başladığım yol, sona çok uzaktır, eğer tükenirse inancım her başladığım yol sona çok yakındır, eğer çoğalırsa umutlarım…"
sonra bu bölüm şiirin başına tekrar geri dön der gibiydi. zamanı tersine çevir. nereden nasıl çıkmıştın yola bir düşün der gibi. kime yakındın, kime uzak yoksa; uzak olduğun mu yakındı sana ve ya yakının mı uzaktı gönlüne derken semâya bir merdiven kurmalı diyordu. buharlaşmalı. gözyaşı veya yollar gönlün hararetinden buharlaşmalı ki göğe yükselsin der gibiydi mekân, yol, yokuş, doruk, iniş, ırmak ...ırmak, ya deryaya karışacaksın ya da buharlaşıp göğe, artık tebdil-i mekân zamanı geçti der gibi sessizce haykırdı bana.
bu hislerde kaybolurken yüreğim yolun kadere uğramasına sitem ettim kendimce. kadere mi razı değildim yoksa kader mi yolcudan razı değildi derken... kaza yaptım tökezledim çarptım göremediğim bir duvara. fakat göremesem de hissettim bir duvar vardı beni durduran... ben yolcuyum ve bu şiire uğradı yüreğim ve bu şiirin beni kader duvarıyla yolumda durdurması yolumdan etmesiyle ne deryaya karışabildim ne de semâya...ve işte bu yüzden
ben âmâdesi yolların taşıyamaz kimseyi yüreğim yolcusu kazaların benim istemem yaralansın bana dost olan yâr bile istemem yarem var benim çaresi yaralarımın derya paklar beni sema dinler benim söylediğimi ancak yolcular anlar
şiirimi beğenmenize çok sevindim. arayıp da zor bulduğum bu özenli, dikkatli ,olumlu ve yapıcı eleştirileriniz için size ne kadar teşekkür etsem azdır. öncelikle gereksiz kelimeleri size hak vererek şiirimden çıkardığımı belirtmek isterim. amade kelimesini ise düzgün yazamadım çünkü klavyede bunu yazmayı başaramadım:) şiirimin size hissettirdikleri ise beni büyüledi çünkü hemen hemen ben bu duygularla yazdım belki de çok daha fazlası ama her zaman ki gibi duygularımın hepsini kağıtlara yansıtamıyorum onun için çok büyük yetenek lazım gibi geliyor veya kendini çok daha iyi geliştirebilmek...kadere bağladım sonunu çünkü kadere ne kadar sitem etsek de yeri geldiğinde yolları biz seçiyoruz ama o yolların başı sonu belli bu yüzden kadere bağladım... size tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum... sevgi ve saygılarım ile...
okuyanın da kendisini bulacağı veya okuyanı da alıp götüren güzel bir şiir.
fakat şiirin sonu şiirin başı ve ortasında verdiği intibayı kader ile bir nevi düşürmüş.
gönü,l şiirin sonunda kaderden ziyade başkaca bir şey arıyor aslında. ve şiir kader diye kestirip atamazsın beni der gibi sitemkar kalmış şairine..
u dönüşe yerine geriye dönüşe benzer başka bir ifade daha güzel olurdu. u dönüşü ben bu şiire ait değilim diyor kendince bana.
4. bölümün sonunda "geçte olsa..." " geç de olsa..." diye düzeltirsek daha güzel olur.
şiirde fazla kelimeler de göze batıyor..
"ben hep yollara amade" yerine "ben yollara amade"
"bırakıp bırakıp gitmeler" yerine "bırakıp gitmeler"
"korkularım da hep benimledir" yerine "korkularım da benimledir"
"bazen saçarım bazılarını yollara…" yerine "bazen saçarım yollara"
"kaybettiklerime ise dövünmem" yerine "kaybettiklerime dövünmem"
"belki duylarım karışır," buradaki duylarım; duygular, duyuşlar mı
"burnumun ucunu dahi göremesem bile" yerine "burnumun ucunu göremesem bile"
"yine yollarda kaybedecek olsam da," yerine " yollarda kaybedecek olsam da,"
aynı hisleri duruluğu ve akıcılığı yaşatır okuyana.
şiir, eğer serbest ise ve beni ilk üç dört mısrada veya ilk bölümde davet etmiyorsa kendine şiiri okumak için vakit ayıramaz gönlüm.
fakat bu şiir aldı götürdü. ve üzerinde durmamı sağladı.
şiirin başlığında amade kelimesinin aslı âmâde olsa da beni şiire davet etti.
sonunu kesitememe, ucunu görememenin ziyâde kelimesiyle kurduğu derinlik haydi gel gezdireyim seni yollarda dedi.
gitmelerin usûlü ve deli cesareti ve doğuştan yüreklerde gizlenenler bir seyre ortak etti beni. gönlümü hayran etti seyrine...
vazgeçmenin dorukları ise zirveye çıkardı duygularımı. sonrası ise bir derviş gibi mevsimlerin tesiriyle kimi dupduru kimi boz bulanık doruklardan inmeler başladı.
bu doruk bana kimi gözyaşını da çağrıştırdı. sanki hisler arınmış ve gözlerde suya dönüşmüş ve iniş başlamış gibi yaşadım bir nevi kendimce şiiri...
esaslı bir mucize aratırken şiir vurmadan kimseye koşmalar bana yaraşır derken dağ başından vadiden akan ırmağa kattı beni sanki.
"her başladığım yol,
sona çok uzaktır, eğer tükenirse inancım
her başladığım yol
sona çok yakındır, eğer çoğalırsa umutlarım…"
sonra bu bölüm şiirin başına tekrar geri dön der gibiydi. zamanı tersine çevir. nereden nasıl çıkmıştın yola bir düşün der gibi. kime yakındın, kime uzak yoksa; uzak olduğun mu yakındı sana ve ya yakının mı uzaktı gönlüne derken semâya bir merdiven kurmalı diyordu. buharlaşmalı. gözyaşı veya yollar gönlün hararetinden buharlaşmalı ki göğe yükselsin der gibiydi mekân, yol, yokuş, doruk, iniş, ırmak ...ırmak, ya deryaya karışacaksın ya da buharlaşıp göğe, artık tebdil-i mekân zamanı geçti der gibi sessizce haykırdı bana.
bu hislerde kaybolurken yüreğim yolun kadere uğramasına sitem ettim kendimce.
kadere mi razı değildim yoksa kader mi yolcudan razı değildi derken... kaza yaptım tökezledim çarptım göremediğim bir duvara. fakat göremesem de hissettim bir duvar vardı beni durduran... ben yolcuyum ve bu şiire uğradı yüreğim ve bu şiirin beni kader duvarıyla yolumda durdurması yolumdan etmesiyle ne deryaya karışabildim ne de semâya...ve işte bu yüzden
ben âmâdesi yolların
taşıyamaz kimseyi yüreğim
yolcusu kazaların benim
istemem yaralansın bana dost olan
yâr bile istemem
yarem var benim
çaresi yaralarımın
derya paklar beni sema dinler
benim söylediğimi ancak yolcular anlar
selam ve dua ile