-Can Azerbaycan'a-
Yirmi sene mi geçmiş Hocalı’nın üstünden?
Koskoca yirmi sene, yanar kavrulurken ben. Daha dün gibi sanki, çıkartmadan sesimi, Çelikten süngülerle kestiler nefesimi. Öldürdüler, kanımı akıttılar, yetmedi, Ve karnımı deştiler, nefretleri bitmedi. Aldılar Karabağ’ı üzerime basarak, Bugün, onlara yakın, Karabağ, bana uzak. Ermeni oturuyor yurdumda, büyük derdim, Fakat Tanrı’m biliyor, unutursam namerdim. Karabağ unutulmaz, Karabağ bir ülküdür, Doğu Türkistan gibi milletimin yüküdür. Devletler işi değil, milletler işidir bu, Ermeni’nin Türklüğü iğfal edişidir bu. Buna karşın, milletim, ne yaparsın, bilinmez! Biraz daha susarsan, bak, bu leke silinmez. "Düşmanların hür, dimdik; sen yüzüstü yerdesin, ’Ey millet-i merhume,’ ey kurt soylu, nerdesin?" Yetmez mi, hey, sustuğun, ağla kendine ağla, Uyan ve al hakkını, yetinme Karabağ’la! Ermeni neymiş bre, vur tokadı, serilsin, Öyle vur, unutulsun, hattâ adı silinsin. Hattâ Fars’ın yüzüne Türk şamarı vurulsun, Kırılsın paslı zincir, Bakü-Tebriz bir olsun! |