Kuleli
Söyle sıra sende Kuleli.
*Ey Kuleli Kırım Savaşından sonra terk edilmek senin için neydi? Yada son halini bilir miydi Sultan Abdülaziz Efendi?** Ben bilirim her önünden geçtiğim de heybemdekini.. Daha 14 yaşındayken sınırlarım askeri düzenle çatıştı. İçimde patlayan mayınları soran olmadı nefsimin darbe günlüklerinde. Üsküdar’da acı çeken üstelik ilk ben değildimde.. Asya’dan Avrupa’ya bakarsın,Galata Kulesi kadar heybetli olmasa da, içini birşeyler sızlatır bu yeditepeli bahçede.. Babam ağlamaklı olur ve ben ilk defa erkek olduğumu orada anlarım Kuleli.. Ağır gelir bu durum gençliğime, İlk vapurla kaçmak isterim İstanbul’u İstanbul yapan değerlere.. Yeşilköy’e giderken sağda kalan çingene mahalleleri izler beni. Yani sert mizaçlı gözüken silüetin aynasındaki renkli hayatlar gibi. O an yolculuğum içimde bir asker sorgusu gibi çarpar yüzüme. Bu ilk kaçışımdır. İlk spor ayakkabılarımında bir faydası yoktur,İstanbul’dan kaçmak için.. Geçilemez sınırlar Çengelköy’de askeri bir bölge olur,sivri uçlu çitler hayata atlamak istediğinde saplanır simit-ayran keyfine. İşte anlatıyor İstanbul derdimi.. Matemdir Halicin sonundaki yuvalar ve köyler. Adı üstünde Karaköy. Hangi limana kaçtıysam içimde geldi o sorgu odası. Ve seslenirsin kendine. Genç olmak için üç tel bıyığınla terlesin; Leyla’yı görmek için gençliğinden de geçersin. SENCER GÜLTUNA |
Tebrikler ....