Hafiften Gülümse 1Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Baştan üçüncü “Nasılsa manayı abit, düşünmeyi sabitle” satırın açınımı, üç ana periyodik saçlımla olmak kaydıyla, iki çalışmayı daha ön görmekteyim.
Bu, bir durumun tıynet (ruh hali) şeceresidir. Üç çalışmanın bağıntılarını okur kursun. Durum önemli. “Çok tehlikeli bir gidişle; egemen konjonktürün sürüklemesi ile laik olunacak yerde; din üzerinden kılıfla, din üzerinin tuzu biberi olan özellikle de bir dinin mezhep varyasyonu üzerinden; dış ve iç siyaset gözetilmektedir! Dış tehdit, ”abilik yapma“ ile yumuşatılıp, sulandırılmakta; desteklenmekte! Devlet işlerine, “abilik” gibi toplumsal ilişkinlik olmayan sosyal ilişkiler kavramıyla yaklaşılmaktadır. Sanki ilk ve orta çağın üretim ilişkileri içinde akraba terimiyle milletleri oluşturma safhasındayız. Kendi iç dinamiğinden hareketle olmayan iç dış kışkırtmaları, bir bahar hareketi gösterme şirinliği içinde, olaya dahil olunmaktadır!” Böylece Dünya’nın gelişen dinamiği olan çağdaşlık referansı ile senkronize [tüm dünyaya (insanlığa) seslenilebilir] olunamamaktadır. Bkz Üçüncü Savaş, yazı dizim.
Konma bülbül konma
Mizaç istemez. Nasılsa manayı abit, düşünmeyi sabitle Âlem felekten çekere gülmezde Sen sürerken demi Kıran girse de âleme onma istemez Sandık der, demokrasiyi* söyler; Demokrasi der, sandığı* söyler! En iyi hakemdir halk! Seçim gelir, seçime gidelim kalk Sandık belirler deyi hüneri yonta fendine Kendisine naz, âleme kaz hışmıyla hüccet "Çekil git, halkına zalim olma" Derle unutur yontuyu, celaldir bendine. Ne firkat yellerindeyim Usum uçmaz masal gellerinde... Ne göbek kordonum besler beni Na mahrem ellerinde... Değil memleket gömleği giyerim veli diye Değil memleket gömleği çıkarırım Deli diye Yar, kâr mecmuasıyla mengenden Hasretin renge boyanmış Oku(n)ması senden Ah tabu Kırk katır kırk satır aralığı Ha o, ha bu. Bela hüküm demiş Hüküm adalet olmuş Ya eşek olurum, ya eşeklikten Zeyean dururum amma yenden Söylenecek var söylenmeyecek. Kusuru akılda bulmam, göz var Sır tutması senden 11.08.2012 Demokrasiyi* (kendisini) söyler Sandığı* (kendisini) söyler Abit: 1-ibadet eden, tapan kul. 2-Düşünmeyip, öğrendiğini yük eden; özel anlamına Mengen: Bulamak, katmak, karıştırmak Zeyean: Duyulma, meydana çıkıp, yayılma Sır tutmak: 1-Ayna gibi berrak oluşla yansıtmak 2-Ayna görüntüsü verebilmesi için camın bir yüzünün çok ince metal sıvı ile kaplanması (sırlanması). Usta yansıtabilir düşünce oldurgamak. 3-Bir bilgiyi saklayan. Sır saklayan, ketum Mecmua: derlenip toplanmayla biraraya getirilmiş (olan.), süreli yayın. |