ŞADIRVAN
ŞADIRVAN
Adımlar milenyumları ölü doğurdular Ölü adımlar gülüyordu tekerleklerde Yürüdükçe tekerlekler yeni çağlara Aydınların bilekleri çürütüyordu zincirleri. Sonra öküzler dolaştı Kafatasları içinde sanallaşırken özgürlük. Tekerlekler unutuldu müzelerde Adımlar taşlara oyuldu füzelerle. Gıcırdamadı tekerlek Dilini yakmışlardı yasasız burçlar boğazda Tabakta Kleopetranın sidiği kokardı; Her kalem tutan ele bin mermi salladı Safran sarı bir fabrikatör yüreği. Gerçek çırılçıplak vurulmuş, ölümde Sergilenir çeşme başında Kuytuda kanla yıkar ellerini Yüreğindeki ayna tükürürken yüzüne Devşirilmiş kimliksizleştirlmiş bir devşirme. Devşirme asar bir büyük komutanı dala Bir çaycı doğrar etlerinin utanmazca Pişirip satar ikiyüzlü sokak çavuşlarına Ata biner koşar tekerlekler Kaşınan yerini kaşıyor tekerlek Ergenlikle göğüsgöğüse bir kız Namlunun içinde düşünürken özlemi Bri çıplak kızılgül oluyor şadırvan önünde. MUSTAFA SÖYLEMEZ 11.08.2012 |