Merhaba Şiir
I-
(her intihar bir şiiri doğurur ve her şiir bir intiharı boğar) merhaba şiir son zamanlarda sol yanımda bir ağrı var son ihanet ağır geldi son terkedilişi kaldıramadı galiba yüreğim bak işte bir ölümün daha pimini çektim ve yeni bir intiharla bir şiire daha merhaba dedim daha gökten yıldızlar yağacak ve gelincik kokuları ile gelecek ecel daha bembeyaz gelinliğini giyecek duygular tülden duvağı takacak saçlarına umut ve ellerinde açacak mutluluk son şiir bu olmayacak bir yanımda kendi kendine tüten sigaram bir yanımda hasret klavyenin tuşlarında gizlenmiş imgeleri arıyor ellerim ve her beyitte bir intiharı boğacak kelimelerim acı tüm sıcaklığıyla damarlarımda dolaştıkca ılgıt ılgıt şiire doğru akacak bu şiirde de ölüm beni bulmayacak son zamanlarda sol yanımda bir ağrı var son ihanet ağır geldi son terkedilişi kaldıramadı galiba yüreğim -II- yaşamın bam teline dukundu yine mızrap ve iç çekişmelerini yaşıyor dizeler avuçlarımı kanatarak kayarken ellerimden zaman silinmiyor hafızamdan kırık düşlerimin izleri saat bilmem kaçı kaç geçiyor günlerden ne ne önemi var her uçuruma atladığında bir umut yakaladı benliğimi bir umut sımsıkı sardı bedenimi her boşluğa yuvarlandığında duygular bir aşk tıkabasa doldurdu yüreğimi son aşkımsın şiir sen bari yalnız bırakma beni duygularımı intihara sürükleyen en çok inandığım ve hep aldatıldığım hayallerim kulaklarımda yankılanan hiçbir hükmü kalmamış sözler değil mi ve intiharlar değil mi şiirleri doğuran günlerden ne saat bilmem kaçı kaç geçiyor ben kimim ne önemi var yalnızlık sarınca etrafını yüreğimin damla damla duygu dökülür gözlerimden zıkkım olası sigarayı çekiyor yine beynim düğümleniyor ekranda kelimeler şiir kim ben kim bir intiharı daha önlemek sadece niyetim III- (Göğüs kafesimde uyuyan serçenin Kanatlarına dokunduğundan beri Bir şiir mırıldanıyor içimde Doğacak bir gün bir yerde…) her dalga sesinde bir dize düşer gönül pencereme ve her martı çığlığında bir umut doğar mavi sularda kirli beyaz bir kanadın altına sıkıştırılmış hayallerle birlikte şimdi düşlerimi bir zeytin ağacının dallarına bağlamalıyım esen lodosa aldırmadan zaman zaman ıslatmalıyım anıları ve bir uçurumdan aşağı yuvarlamalıyım intiharı umudun yarası çoğalmadan avuçlarımın içinde açan mavi gülü koparıp almak istiyorlar benden oysa bilmiyorlar ne kadar derinde kökleri ve bilmiyorlar ona bu kokuyu veren ne gölgeler dolaşıyor gecenin içinde gizli bir el uzanıyor ve çekip alıyor rüyalarımın üzerinde ki tülü oysa bilmiyorlar renkleri ve bilmiyorlar gördüğüm ne? şimdi; birer çakıl taşı gibi fırlatıp atmalıyım üzerimden acılarımı yalnızlığımı boğmalıyım denizlerde kim bilir ne intiharlar gömüldü ve ne aşklar çiçek aştı bu maviliğin üstünde karanlığın ardında saklanan güneş dokunduğunda kirpiklerimin ucuna aktıkça göz yaşlarım sindirilmiş özlemlerin avucuna yanacak yeniden içimdeki ateş doğacak şiir bir gün bir yerde ve yeni bir intiharla bir şiire daha merhaba diyeceğim |
demişsiniz Sevil Hanım, Selamlar sevgiler bizden de Şiir adına.. kutlarım, her okuduğumda bir başka lezzet aldığım şiirinizi