Babam
babaya mektup
iskambil kağıtlarına koyardın parktan topladığım taşları , arkadaşların takılırdı çoğu zaman,, çağırmak için gelmeye seni hatırlamaya çalıştım; zihnimi zorladım hatıralardan; kızdığın, dövdüğün anlardan başka; aldığın ilk mısırı yerken yanıma gelip neden paylaşmadığımı sordun oysa babalar mısır yemezdi,korkmaz ağlamazdı kahkalarla gülmez,gülümsemezdi; onlar hep ayakta durur yıkılmazdı... ben askerken yıkıldın ilk kez, büyük bir gürültü ile firar edip koştuğum dar koridorlarda alnında koca bir morlukla gülümseyerek karşıladın beni, geleceğime inanmasan da bekledin ... aramayı düşündüm ; aklımdasın hep ağır işiten kulaklarını hesaba katınca vazgeçiyorum , sonunda dayanamadın sen aradın, uykulu gözlerimle,anlaşılmaz sesimle konuşmaya çalıştın ... bu kez kelimeler bir kere çıktı dudaklarımdan artık işitebiliyordun, bağırmadan konuşabilirdik; ama gene kızgındın ne cevap verdim ki acep .? artık ararım seni düzelmiş kulakların derken; cevapsız kaldı çağrılarım ... rüzgarda savrulmasın dediğin iskambil kağıtları gibi savrulup gittin ani.. |