NAZLICANİlhamını Mecit Kardeşimden aldığım bu şiiri Hüdai Kardeşime hediye ediyorum. Dün ben gördüm Sina’da dudakları çatlamış, Hararet son deminde her haliyle perişan. Günlerce yürümekten tabanları patlamış Sevdayı kapmak için amansızca yarışan. Seraba dönüştükçe feri kaçar gözleri, Her adımda artıyor yaş yerine akan kan. Allah’a yakarıştır Hüdai’nin sözleri, Çöllerde yankılaşır yürek yakar an ve an. İnip de aşağıya Nil’de yudu yüzünü, Aksi suda yansıdı dayanmıyor buna can. Benzi kışa dönse de söndürmedi közünü Günlerce bitap kalbin yok mu sesini duyan? Aylar sürdü yolculuk Medine’ye ulaştı, Mescit-i Nebevi’ nin kapısı oldu ayan. Peygamberin kabrine şükrederek yanaştı Rahman’a giden yolda vesileymiş aşk-ı can. Ne Leylaymış ne Aslı çağdaki en büyük aşk, Bizimkidir bizimki duyunca yürek yakan. Ne saray istediler ne de sırçalı bir köşk, Sevdaya sembol olan Hüdai’yle Nazlıcan. İsmail Süklüm |