Patika ne yöne kıvrılırsa, kıvrılıp gittik...



Adeta güdülmüş koyunlar gibiydik...



Kırk dönümlük yerde topu topu kırk kişi iken,



Kırkımız da birbirimizi bilirdik...



Kırık dökük bir mandıra terasında kırktılar kürkümüzü...



Giyen geldi... Giyen geldi... Fark edemedik…



Kürkümüze bürünen kırk kurtla koyun koyuna,



Yanık kaval nağmeleri ile büyülendik...



Her birimizi kırk parçaya böldüler...



Kırk parçanın her birine kırk fırıldak öğrettiler...



Kırk dönümlük yerde kırk kişiyiz sanarken,



Kırk bin kişi hayatımızı mundar ettiler…



Kırık kalpler ülkesi Kıbrısımda



Kırk yıl hatırı sayılan kahve içecek



Kırk dönüm yer bulamadık…



Kırk haramilere kırk çeşit meze olduk da,



Yine de doyuramadık...





İsmail Boyraz