LEFKOŞAM...Lefkoşam... Çocukluğumun rüyası. Üç bin yıllık serüvenin paha biçilmez mirası. Bir yanın şiirsel melankoli, Diğer yanın çığlık motifli ezginlik. Taşlarına işlemiş çağlardan kalma zenginlik. Nice çetin istilaya maruz kalmış, İki yanı ak, ortası karalanmış lefkoşam. Tarih kokulu dar sokaklarından Bu günlere akıyor ihtişam… Kimbilir kaç günah saklıdır mabedinde, Başı boş kurşun zelzelesine mağdur Kaç savaş kanatmıştır yüreğini… Lefkoşam benim ! ihtiyar delikanlım ! Binlerce yılın yaşanmışlıkları. Kaoslardan kaçıp sığındığım, yalnızlığım. Falanca pansiyon yazıyor ne yazık! Bir zamanların mistik hanelerinde. Ne tarafından baksam yarımsın, yaralısın. Bu yanda ağlasam, o yanda göz yaşımsın. Bölseler de, sürseler de toprağımsın, taşımsın. Öfke boylarında dinmeyen sızım, isyanımsın. Nereye göçsem durulmaz sende kalan karmaşam. Dost dediğin çiğ süt emmiş bir kul, Yegâne dostum sensin lefkoşam. Çocukluğumun gol sevinci. Çürük çarık yollarında dizlerimi kanattığım, İlk aşkıma ilk göz yaşı akıttığım yer. Dünyaya gözümü açtığım, Hayattan sıkıldığımda saklandığım siper... Sen surlarını dik tut her zaman. Ruhunu ben yaşarım lefkoşam... İ S M A İ L B O Y R A Z |
zakir tarafından 4/30/2012 2:11:40 PM zamanında düzenlenmiştir.