Bilmiyorum Sevgili...Bu kaçıncı intihar girişimim, Uzak diyarlara sevgiyle adadığım, Yüreğimi altın tepside sunuşum. Bu kaçıncı hayallerde boğuluşum, Tablet tablet anıları yutuşum. Hüzünlerle dolu altı patları, Bu kaçıncı kez şakağıma dayayışım. Bilmiyorum sevgili… Paket paket efkârları tüttürüyorum, Şehrine karşı oturduğum bir gece yarısında. Bu gece kaçıncı kez karaya vuruşun beni. Daha kaç kesik atar hasretin, Morluğu geçmeyen bileklerime. Bugün kaçıncı geri dönüşümün yıldönümü, Kalenin kapısından, sayamadım. Bilmiyorum sevgili… Ne zaman sona erer, Şehrimde başıma çöreklenen gurbet acısı. Sıla denilen yer ne yanına düşer. Hangi pusula gösterir, Ne tarafıma düştüğünü. Hangi binek bilir yollarını. Hangi kurşun giderir susuzluğumu, Ya da hangi mey dindirir yürek sızımı. Bilmiyorum sevgili… Ne avutur ki beni, Ya da ne unutturur seni bana. Hangi kalem yazmaya yeter, Bende ki seni. Hangi silgi silebilir. Hangi balyoz yıkabilir, Yüreğimdeki köşkünü. Hangi mercek gösterebilir, Sendeki yerimi. Acaba var mı ki. Bilmiyorum sevgili… Hangi rüzgâr dağıtabilir, Efkârımdan tüten dumanları. Hangi kar söndürür yangınımı, Ya da hangi güneş senin kadar yakar, Özleminle parçalanan bağrımı. Hangi dağ mezar olabilir, Ya da hangi deniz saklayabilir, Yokluğunda büyüttüğüm sevdamı. Bilmiyorum sevgili… Hangi şiir, Hangi kitap anlatabilir, Hislerimi sana. Hangi kelime kâfi gelir inanmana. Hangi sevdaya benzer ki bendeki, Ya da hangi âşık çekmiştir benim çektiğimi. Bilmiyorum sevgili… Bilmiyorum… 31/07/2012 Erzincan - Üzümlü Adem Yıldırım |