İçimdekiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Fazla Kibirlenme!
Büyüklük Allah’a mahsusdur. "Üstünlük ancak takva iledir". Şu an,senin de, her hangi birinden, hiç bir farkın yok. Koca Cihanda gözümün görebildigi bir NOKTA sın. Unutma seni degerli kılan içimde ki AŞK . O aşkı öldürdüğümde. Bir nokta bile olamayacaksın.
Her terkedip gidişinde
Eziklerle dolu bir yürekle Başbaşa kaldım kendimle. Her geri döndüğünde Yenilendi, tazelendi yüreğim. Ama birtanem Bu vedasız gidişinin Acısını tarif edebilecek bir ’dil’ Henüz keşfedemedim. Adı yok bu acının Tarifi de.. Aynalarda ki hüzün gözlerimde büyüyor. Dilsiz, elsiz, ayaksız, Sensiz bıraktın. Ey bakan ama görmeyen sevgili Yaklaştıkça, uzaklaşmanın sebebi nedir? Nedendir hep gitmek için gelmelerin Bulmamak için aramaların Söyle ey sevgili Derdin nedir? Oysa sadece sevmiştim seni. Gelmesen de Aramasan da Bulmasan da olur. Alıştım seni sensiz yaşamaya. Canımı yakma N’olur! Kabul ediyorum. Seni sevmek gönlümün arzusuydu Velakin Senden beni sevmeni beklemedim. Elbette gönül Sevdiği tarafından sevilmek ister. İstemek başka şey Beklemek başka şeydir. Fakat beklemediğim bir şey daha vardı ’Varlığımın seni rahatsız etmesi’ Bunu hiç beklemiyordum. Aklımın kıyısından, köşesinden Geçmedi bu düşünce. Şu an’a kadar. Üzgünüm Bazı şeylerin hakikatten telafisi olmuyor Varlığımla seni rahatsız ettiğim için ’Özür diliyorum’ Ne demişti Şair: "Yokluğunuzu hissetmeyeni varlığınızla rahatsız etmeyin" Bundan böyle Yok sayıyorum kendimi Tıpkı senin yaptığın gibi Ola ki, Bir gün hatırlar ve geri dönmek istersin. Şunu aklından çıkarma sakın. Benim yüreğim Dilediğin zaman açıp girebileceğin Dilediğin zaman kapatıp Çekip gidebileceğin Bir han kapısı değil! İnsanları sevmeyebilirsin Ama saygı duymak zorundasın. Sana yapılmasını istemediğin şeyi Sen de bir başkasına yapmamalısın. "Keser döner sap döner; Bir gün gelir hesap döner" Tenezzül etmediğin ve bin parçaya böldüğün, bu gönlün ah’ı seni bulur. "Yıkık gönüller Allahın evidir" Ağlattığın Uykusuz bıraktığın gecelerin hesabını Rabbim elbette soracaktır. Şu yüreğim dile gelse de, Anlatabilse Kırıklarımın, canımı nasıl yaktığını. Amansız bir hastalık gibi Gizli gizli ızdırap çektiğini. Ne vardı cann! Ne vardı bu denli üzecek, acı çektirecek? Ben seni sevmekten başka ne yaptım ki, Ne? İçimde yıkılan her umudun, her hayalin, ’katilisin’ bil! Bende açtığın O derin yaralar kadar Derin yalnızlıkların olsun. Sana söyleyecek O kadar çok sözüm var ki, Suskunluğum ve ahım Göz yaşı olup seni bulsun. Her damlada beni an Vicdanın ettiklerinin hesabını bir, bir sorsun. En yalnız En çaresiz vakitlerimde Uzanacak bir eldi beklediğim. Elimi her uzattığımda Beni biraz daha ittin Yalnızlığımın içine. Şimdi yok kimseye ihtiyacım Öğrendim kendime sarılmayı. Çıktığım her yolculukta, kaybolsam da Buldum kendime çıkan yolu. Biliyorum An kadar yakınsın bana Ve tarih kadar uzak. Elbet bir gün Benim de karahaberim duyulacak. (sessizce olacak gidişim) İstesem de artık sana dönemeyeceğim. Seni ve beni hiç bir kalem yazmayacak. Şimdi Tüm kelimeleri ateşe veriyorum. Seni anlatan cümleleri yakıyorum bir bir.. Ve boynuma asıyorum sensizliğimi. Yıkıl Dünya’m.. Hayallerim yıkıl !... Dil-ruba Emine Genç 30 Temmuz 2012 / 07:00 |