Arakan Kan Gölü...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ahmet TÜRKAN tarafından yazıldı.
Perşembe, 20 Mayıs 2010 20:18 Arakan’da neler oluyor? Türkiye’de Arakan’ı iyi bilen kişi olarak gösterilen Said Demir, Arakan’da neler yaşandığını anlattı. Arakan; Bangladeş, Burma ve Hint Okyanusu ile sınırlı bir Güneydoğu Asya bölgesidir. Bir zamanlar 50 bin kilometre karelik topraklarında kendilerine ait bağımsız bir devlete sahip olan Arakanlılar, bugün Myanmar askeri diktasının yönetimi altında yaşıyorlar. Aklınıza kısa bir süreliğine dünyada zulüm yaşanan ülkeleri getirin. Muhtemelen Gazze’yi, Afganistan’ı, Çeçenistan’ı, Patani’yi, Irak’ı, Afrika’nın sömürge altındaki bölgelerini hatırlayacaksınız. Tam bir Arakan uzmanı olan Sait Demir’le yaptığım röportaj sonrası, Arakanlıların yaşadıklarının başka hiçbir yerle eş tutulamayacağını anladım. Bu röportajı okuduktan sonra sizin de içinizden “Bu kadar da olmaz” cümlesi geçecektir diye düşünüyorum. 5 yıldır Arakan üzerine araştırma ve çalışmalar yapan Sait Demir, 8 kez de bizzat bölgeye giderek gözlem ve incelemelerde bulunmuş. Sizleri Türkiye’de Arakan’ı en iyi bilen isim olarak gösterilen Sait Demir’in anlattıklarıyla baş başa bırakıyorum. Arakanlılar kimlerdir? Bize Arakanla ilgili genel bilgiler verir misiniz? Geçmişte Burma, şu an ise Myanmar olarak isimlendirilen ülkedeki beş eyaletten birinin ismi Arakan’dır. Arakanlılar ırk olarak Rohingya ırkına mensuplar. Bundan dolayı Arakan’da yaşayan insanlara Rohingyalılar deniliyor. Arakan bölgesinde geçmişte yaşayan Rohingyalıların toplam nüfusu beş milyon civarındaydı. Bu nüfusun dört milyonu Müslümanken, bir milyonu ise Budist’ti. Arakan’da yaşayan Budistlere Rakhinler deniliyor. Müslümanlar ise kendilerini Arakanlılar olarak isimlendiriyorlar. Bundan dolayı Arakan dendiğinde akıllara Müslümanlar geliyor. Şu an Arakan’da kaç milyon insan yaşıyor? Myanmar askeri diktatörlüğünün baskıları nedeniyle Arakan’ın nüfus yapısı tamamen değişti. İki milyondan fazla Arakanlı Müslüman ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Şu an Arakan’da yaşayanların nüfusu üç milyon civarında. İslam Arakan bölgesine ilk defa ne zaman girdi? Arakanlıların Müslümanlarla tanışmaları hangi dönemlere kadar uzanıyor? Arakanlılar Müslümanlarla ilk defa 618 yılında Saad bin Ebu Vakkas’ın komutasındaki bir geminin Arakan sahillerine yaklaşmasıyla tanıştılar. Bu gemi kısa bir süreliğine Arakan’a uğramış ve yoluna devam etmiş. İslam’ın Arakan’da hızlı bir şekilde yayılması ise 1203 yılından sonra gerçekleşti. Bu yıllarda, şu an Bangladeş olarak isimlendirilen Bengal’in İslamlaşmasının etkisiyle Arakan’da da İslam hızlı bir şekilde yayıldı. Hatta 1430 yılında bu bölgede Arakan İslam devleti kuruldu. İslam devleti kaç yıl Arakan’a hükmetti? Arakan İslam devleti 1782 yılına kadar kesintisiz olarak bu topraklara hâkim oldu ve Arakan’da 350 yıl İslam hukuku uygulandı. Arakan İslam devleti 1782 yılında Budistlerin saldırılarıyla yıkılınca bölgede Budist işgali başladı. Bölgedeki Budist hâkimiyeti kırk yıl boyunca sürdü. Daha sonra da İngilizler Arakan’ı işgal ettiler ve Arakanlı Müslümanlar 1942 yılına kadar İngiliz işgali altında yaşadılar. İkinci Dünya Savaşı sonrası İngilizler Burmalı Budistlerle yaptıkları Pinlong Anlaşması ile Arakan’ı Budistlere bıraktılar ve bölgeden çekildiler. İngilizler bölgeden ayrılır ayrılmaz Budist fanatikler tarafından başlatılan olaylarda 100 binden fazla Müslüman katledildi ve Arakan’da tarihin en kanlı katliamlarından biri yaşandı. 1962 yılından günümüze kadar Arakan toprakları Myanmar yönetimine bağlı bir askeri diktatörlük tarafından yönetiliyor. Askeri diktatörlük Arakan’daki Müslüman nüfusu azaltmak için sistemli bir şekilde baskı politikaları uyguluyor. Arakanlı Müslümanlarla Myanmar yönetiminin arasındaki sorunun temeli nedir? Arakan geleneksel olarak Müslümanların toprağı olarak bilinmesine rağmen İngilizler bu toprakları Budistlere teslim etti. Doğal sınırlar açısından baktığımızda da Budist yönetimin topraklarıyla Arakan arasında gözle görülür bir fark var. Arakanla bugünkü Myanmar yönetiminin toprakları meşhur Burma dağlarının varlığı nedeniyle ikiye ayrılıyor. Fakat Myanmar yönetimi ısrarla Arakanlı Müslümanların toprakları üzerinde hak iddia ediyor ve bu bölgede yaşayan Müslümanlara yönelik baskı politikalarını sürdürüyor. Myanmar yönetimi Arakan’ın nüfus yapısıyla oynuyor. Müslümanlar göçe zorlanıyor ve Arakan’dan göç eden Müslümanların topraklarına Budist aileler yerleştiriliyor. Geçmişte Arakan’daki Müslümanların nüfusu dört milyon, Budistlerin nüfusu bir milyonken; bugün Budistlerin nüfusu üç milyon, Müslümanların nüfusu ise iki milyon. Arakan’da Müslümanlara yönelik ne tür baskılar var? Bölgedeki insan hakkı ihlallerinden bahseder misiniz? Müslümanlar Arakan’ın gerçek sahipleri olmasına rağmen Myanmar yönetiminin vatandaşı olarak kabul edilmiyorlar. Müslümanlar yüzyıllardır bu topraklarda yaşadılar. Fakat Myanmar yönetimi Müslümanların İngilizler tarafından Arakan’a getirildiklerini iddia ediyor. Fakat tarihi veriler Myanmar yönetiminin bu tezini yalanlıyor. Arakan’da bir Müslüman bir yerden başka bir yere gideceği zaman mutlaka askerden resmi izin almak zorundadır. Mesela sizin karşı köyde bir yakınınız öldü ve cenazesine katılmak istiyorsunuz. Bunu Budist askerlere bildirmek zorundasınız. Bir günden fazla gittiğiniz yerde kalamıyorsunuz. Aynı gün köyünüze geri dönmek zorundasınız. Arakan’da bir Müslüman askerlerden resmi izin almadan seyahat etmeye kalkıştığı andan itibaren en az yedi yıl hapis cezası alıyor. Kendi topraklarında olmalarına rağmen sırf izinsiz seyahat ettikleri için bugün hapishanelerde olan Arakanlılar var. 1960’dan beri Arakan’a yeni bir caminin yapılmasına izin verilmiyor. Bırakın yeni cami yapılmasına, camilerin tamiri bile yasak. Caminin içindeki bir lambayı değiştirmek için askeri karakoldan izin almak zorundasınız. Arakan’da din eğitim de yasak. Bundan dolayı Müslümanlar çocuklarına gizli olarak dini eğitim veriyorlar. Bir kişinin âlim veya hoca olduğu öğrenildiğinde o kişi Budist askerler tarafından öldürülüyor. Bu cinayetler genellikle faili meçhul olarak kalıyor. Arakanlı Müslümanların liseden sonra okumalarına izin verilmiyor. Bir öğrencinin liseden sonra okuması için mutlaka din değiştirmesi gerekiyor. Bu bölgede hem yan tarafta olan Budist köyüne elektrik verilirken, Müslümanların bulundukları köye elektrik verilmiyor. Müslümanların köylerinde sabit telefon hatları da yok. İletişim özellikle engelleniyor. Size Arakan’daki ilginç bir uygulamadan daha bahsetmek istiyorum. Buyurun… Arakanlı Müslümanlar evlerindeki her şeyi resmi kurumlara beyan etmek zorundalar. Mesela evde iki bıçak, beş tabak var ve siz bunları devlete beyan ettiniz. Gecenin bir yarısında Budist askerler ellerindeki beyan defteriyle evde arama yapıyorlar. Evde eğer beyan edilenden fazla bıçak veya tabak varsa, ev sahibi hapis cezası alıyor. Arakanlı Müslüman çiftçiler doğan her yeni hayvan için devlete vergi vermek zorundalar. Askerler Müslümanların yaşadıkları köylere gelip, gençleri kamyonlara bindirerek inşaatlarda çalıştırılmak üzere başka yerlere götürülüyor. Bu gençler bazen on beş gün, bazen yirmi gün devlete ait köprülerin veya yolların yapımı için ücretsiz olarak çalıştırılıyorlar. Sakallı veya takkeli Müslümanların toplu taşıma araçlarına binmeleri veya resmi bir daireye girmeleri yasak. Arakan’da evlenme de izne tâbi. Bir Müslüman evlenmek için resmi makamlara başvurduğunda altı aydan-üç yıla kadar beklemek zorundadır. Bu süre zarfında evlenme izni verilip verilmeyeceği yönünde sonuç açıklanıyor. Sonuç genellikle olumsuz oluyor. Arakanlı Müslüman gençler evlenmek için ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar ve gençler genellikle Bangladeş’te evleniyorlar. Myanmar devletinden izinsiz evlendikleri için de bir daha ülkelerine kabul edilmiyorlar. Arakan’daki evli Müslümanların ikiden fazla çocuk sahibi olmaları kesinlikle yasak. Budist ailelerin çocuk yapmaları teşvik edilirken, Müslüman ailelere çocuk yapma sınırı getiriliyor. Bu uygulamadaki amaç bölgenin demografik yapısını değiştirmek. Arakanlı mülteciler genelde hangi ülkelerde yaşıyorlar? Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Hindistan ve Malezya’da toplam 1 buçuk milyon Arakanlı mülteci yaşıyor. Arakanlıların mülteci olarak nüfuslarının en kalabalık olduğu ülke ise Bangladeş. Bangladeş’de bugün 600 bin Arakanlı mülteci var. Bu mülteciler Arakanla Bangladeş’in sınır bölgesindeki mülteci kamplarında çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Ben bu kampları ziyaret ettim. Bu kamplardaki durum gerçekten çok vahim. İnsanlar açlıktan ölüyorlar. Bu kamplara yaptığım en son ziyarette, birkaç hafta önce üç kişinin açlıktan hayatını kaybettiğini öğrenmiştim. Bölgede Kutubalong mülteci kampı isminde bir mülteci kampı vardı. Son bir yıl içinde bu kampın yanında 55 bin insanın yaşadığı yeni bir kamp daha kurulmuş. Burada da geçen aylarda tam 130 Arakanlı mülteci açlık nedeniyle can verdi. Bu kampta çok ciddi anlamda içecek su sıkıntısı yaşanıyor. İnsanlar su ihtiyaçlarını kampın yakınındaki bataklıktan sağlıyor. Bu mülteci kampında tek odalık barakalar var. Barakalarda yedi-sekiz kişi bir arada kalıyor. Barakalarda bir veya iki adet tabaktan başka bir şey yok. İnsanlar yatak olmadığı için toprağın üzerinde yatıyor. Ayrıca bu kamplarda çocuk ölüm oranı da çok fazla. Bu durumu kampların etrafındaki çocuk mezarlarından anlıyorsunuz. Mezarlıklar yetişkin mezarlarıyla değil; daha çok bebek mezarlarıyla dolu. Kamplardaki insanlarla konuştum. Mülteciler iki günde sadece bir öğün yemek yediklerini söylediler. Kamplardaki insanların durumu gerçekten çok kötü. Bu insanların durumunu ilk gördüğümde inanın iki gün yemek yiyememiştim. Ben dünyanın başka bir bölgesinde insanların bu denli zor durumda olduklarına ihtimal vermiyorum. Çocukların üzerlerinde giyecek kıyafet yok ve kampın çevresinde çıplak bir şekilde geziyorlar. Dünya Gıda Programı veya Batılı yardım kuruluşları sadece resmi mülteci kamplarına yardım ediyor. Fakat asıl trajedi bölgedeki gayri resmi mülteci kamplarında yaşanıyor. Bangladeş Arakanlı mültecilere yardım ediyor mu? Bangladeş zaten çok fakir bir ülke. Ülkede çok ciddi anlamda yoksulluk yaşanıyor. Bu durumdaki bir Bangladeş’in Arakanlı mültecilere yardım etmesi oldukça zor gözüküyor. Myanmar’da Arakanlı olmayan ciddi bir Müslüman nüfus da bulunuyor. Bildiğim kadarıyla Myanmarlı Müslümanların nüfusu beş milyon civarında. Onların durumu nasıl? Herhangi bir baskıyla karşılaşıyorlar mı? Myanmarlı Müslümanlar Arakanlı Müslümanlara göre çok daha rahatlar. Devlet onlara baskı yapmıyor. Çünkü onların herhangi bir bağımsızlık talepleri yok. Budist yönetim, Myanmarlı Müslümanları sisteme entegre etme konusunda bir takım başarılar elde etmiş. Şöyle bir uygulama var: Myanmarlı Müslümanlarla Arakanlı Müslümanların bir araya gelmeleri engelleniyor. Arakanlı bir Müslüman Myanmar’ın merkezinde yaşayan bir Müslümanı ziyaret edemiyor. Myanmarlı Müslümanların da Arakan’ı ziyaret etmeleri yasak. Açlığın, susuzluğun olduğu yerlerde Batılı bazı kuruluşlar eliyle yürütülen misyonerlik çalışmaları da oluyor. Arakanlıların yaşadıkları Bangladeş sınırındaki mülteci kamplarında da insanları Hıristiyanlaştırmak için misyonerlik çalışması yürütülüyor mu? Batılı misyoner gruplar, Arakanlı mültecilere yönelik misyonerlik çalışmalarında bulundular. Fakat bu misyonerlik çalışmaları herhangi bir sonuç vermedi. Arakanlılar bölgenin en dindar halklarından biri olarak bilinirler ve İslam’ı yaşama konusunda çok hassastırlar. Bundan dolayı Arakanlıların Hıristiyanlaşacağına hiçbir zaman ihtimal vermiyorum. Röportaj: Adem Özköse ottaman akademi ARAKAN KAN GÖLÜ |