İSA’YA AĞIT
İkibin oniki onbir temmuzda
Akşam haber geldi yıkıldığımda Dağlar kucağımda dünya omuzda Tüm dertleri sildi yıkıldığımda Adres Ankara’ydı ara çok uzak Trafik terörü kurmuştu tuzak Azrail mi suçlu kimlere kızak Kader vaki oldu yıkıldığımda Çökmüştü kardeşim ciğer oduyla Üç çocuk bir eşi kaldı adıyla Günler yine geçer zehir tadıyla Tüm çiçekler soldu yıkıldığımda Anası ağlıyor durur mu bacı Kardeşin her biri başka bir acı Durmuyor, dinmiyor bu nası sancı Yara kanar kaldı yıkıldığımda Emmisinin kolu dalı kırıldı Yorulmadı akan yaşlar yoruldu Çocuklarım tabutuna sarıldı Gözlerim kan doldu yıkıldığımda Nasıl dayanırdı baba yarısı Çökmüştü gözüme ölüm karası Zalimden zalimmiş şu Ankara’sı Beni benden aldı yıkıldığımda Bir tek oğlu Ahmet kabrin başında Yaşını büyüttü o gözyaşında Hasret katık gayri yavan aşında Geçmişlere saldı yıkıldığımda Toplandı ahbaplar güneş tutuldu Bilen bilmeyenin tümü katıldı Nefisler gömüldü toprak atıldı Dilim sustu noldu yıkıldığımda Veren alıyordu şükür çaresi Sarıldı toprağa ciğer paresi Ölmeden kapanmaz bunun yarası Ümitlerim öldü yıkıldığımda Kalender duacı nur mekân ola Koşar adım yolcu girdiğin yola Dünyada ciğerden tatlı var mola Uykuları böldü yıkıldığımda 16. 07. 2012 Haşim Kalender |