Sır
Kurtlar aç, kar altında
uykuda doğurur kanadı yoluk kuşlar rabıtada evren, vakitsiz cezbe gelmiş beyazlara bürünmüş pervaneler ayrı dil, aynı ruh, ayrı ateşte pürü pak bir derviş evhamlı mı evhamlı rakkase, yazması yırtık ehvenişermiş sevdaları ne gülmüş ne güldürmüş soylu soytarı, nefsi çöl kurutuyor hür ama köleymiş adsız bir meftun, burkası simsiyah suçu malum, kendinden büyük kalp taşımak aşka aşıkmış ya nedir, ne değildir bilen yok saka kuşun hırsızlığını incir yaprağı örtter sanmış melekimsi, melek değil sustukca susuyor, nefesi gül kurutuyor istem dışı içiyor kanarcasına yaralı değil, yar alı solsa ah diyor ah, keşke daha fazla hep ya da hiç, ama yalan olsa Simsiyah |