ahşapbir pencereden seyrederken hayatı ölümün izlerini taşıyordu fotoğraflarında
ve yeni bir gün doğuyordu;
ahşap bir pencereden seyrediyordu hayatı; kadın...... yüzü yoktu kadının; delip geçiyordu acıları ; hapis kalmış ruhunun derinliklerinde kadın silikti fotoğrafları tanrıya küstü ruhu. yoksun kalmıştı gelecekte. ..... kanıyordu kalbi; sessizlik yeminindeydi; hayatın . carmıha gerili kimsesizliğinde; hayattan peydahlanan sırları... içinde barındırıyordu . yaşam akıyordu gözlerinden.... uzatmaların düşümlerini yaşarken kimliğinde.... yalnızlık siyahına bürülü kadın lokma lokma parçalanmıştı. ...... dilediği gibi olmuyordu hayat ... küstahça sırıtıyordu yüzüne ; lal yaşanmışlıklar... saklı bir şekilde bekliyorlardı ; köşelerinde. buza boyanmış yaşantısında yırtılmış tutkular seriliydi....ümitsizlik doluydu...... ışıksız sevdaların düşlerine....yağmur yağıyordu....siliniyordu düşleri elinde kalan sevdaya ait kırılmış sözcükleri... yüzü yoktu kadının.... tavan arasında tıkılı kalmıştı bir tomar a4 kağıdı üzerinde son bulmuş kayıtlı hayalleri kutunun içinde gizli kolları kopuk sevgilerin arasında sesi boğulmuştu..... yüzü yoktu kadının her defasında ölümün izlerini taşıyordu fotoğraflarında |