Şiirimin hikâyesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bende ki ’Sen’
Benim hiç ’Baba’m olmadı biliyor musun. Baba diye/bildiğim dağ gibi adam ’Benim sığınağımdı, tek dünyam’. ’On üç’üm de devirdim koca dağı Bombaladım sığınağımı.. Ellerime dünyanın kanı bulaştı Kirlendim... kirletildi içimdeki çocuk. ’Ondandır kırmızıyı sevmem, Asi oluşum, isyanım ondan’ Kâlbim mühür.. Dil’im kilittir. Açmaz dalım da hiç bir gül Baba yol’dur yol bir ömür.. Kanar, acır canımın hüsran yolları Susturumam o vakit içimde isyanları. ’Toprağım kurumuş kan gölü, mezarım olmuş babam’ Ah! babam Baba diye/bildiğim Yokluğunla aciz, Varlığınla inlediğim! Baba bile diyemediğim Babam! Mezarını görmediğim mezarım babam! ’Öldük yaşamadan, öldürüldü içimizde ki masum çocuk/zaman’ Emine Genç
Kahrolası yitik zamanlar!
Yol lmu verdiniz ki Nefesi nefesimde iken Ayaklarımın altından çekildiniz Harlı bir elin dokunuşunu esirgediniz Gerçek nedir? Bir avuç göz yaşı ve kana karışan kan Anneli öksüz Babalı yetimim ben Odalarım da mekânsız Sessiz ’Bu günah benim değil O’ el senin değil’ Yalnızlığın karanlıklara gebe oluşunu Uykuların katran gecelerde Ne isyanlar doğurduğunu Gözlerim bilir.. Bilir de Susar ellerim Ve sensizliğe ağıttır Son nefesim. dil-ruba / 17. 03. 2008 |