Delilik Sınırımda
Söz gümüştü ,
Sükut altın krallıklarında soyumun. Yeterli değildi umutlar herbirinde aşklarımın. Susayan neyse sus/an oydu bende. Aranılan ,görülen ve yenilen ben. Korkaklardan kaçışımdır tek başıma savaşım. Ey mumdan sevgili/m , Kerametin buraya kadar esip gürledi şimdi , Aldırmam ne sana ne de dağılmışlığıma koynunda . Görünmez dertlerim arabesk tadında , Doyumsuz yakarışlarla er’lik meydanında. Suskun yine susulmayanlar ebedi. Zavallı gözü yaşlı kalplerde , Yaşadıkça ölüşüm , üzüldükçe kırılasım kendime. Kaçışım bir tek bam telinden dünyanın Gülmeyi unut ! Sevmelerim acılarımla değersizleşirken. Buralada nefes alışlar bir garip , Otsu yaşamlarda sadece fotosentez. Saatlerin vuruşlarında sadece kalp atışları , Soğuk , bencil ve içe kapanışlarında insani varlığın. Dengesiz sevişlerden belli değil mi ? Ve kimbilir kaç ruhsuz sevişmeler yaşayarak Yeniden doğmak için ölecek bu bedenler , Defalarca satılmak için bir Aşk tezgahında. Bense kimsesiz kalınmış bir yüreğin isyanıyla Bir dilek tutuşumda kuyu başı , İki satır arasında kayıp selamlarımla. Gamlı baykuşlar dolaşıken ufkumda Ve ben kahrolası düşlerimle seviş/irken her gece Işığı görmeden dalmak istemiyorum sonsuz uykuya. Heyhat kapalı kapılarımın ardında , Gizli kalmış kadınlığımın sırrı Devinimler halinde dolaşıp durur eller gereksiz. Koyu bir yalnızlığın telvesinde saklı ben , Döne döne okundukça falcının ellerinde , Ortaya dökülen saçma sapan hikaye/m. |