PÜSKÜLLÜ BELA
Talip olduk Hatça’nın evde kalmış kızına
Herkes dedi uzak dur,köyün terelellisi Zor verir bakılırsa, anasının nazına, Koca köyün içinde bir taneymiş Güllü’sü Eş dost koyduk araya, ikna oldu anası Meğer nazı boşaymış ciğerinden yanası, Töreye kurban gitti pederin on danası Size aittir dedi, masrafların küllisi, Başladı mı Hatça’nın ağzından bal akmaya Dedi kızım huridir,kıyamazsın bakmaya Bir kez müsade etsem dışarıya çıkmaya Bir elini sallasa ardı sıra ellisi Bu yaşa geldi kızım, erkek eli değmedi. Demek kısmet sizeymiş, kimseye yüz vermedi, İsteyeni çok idi, hiçbirine varmadı, Hâkim, doktor, avukat, futbolcunun millisi Dedik kızı bir görsek bakalım neyin nesi, Töremize ters düşer, yasak dedi görmesi, Mutfakta bir gürültü tencere bardak sesi, Sanki çölden geçiyor, kervanların zillisi Yarım saat olmuştu biz içeri geçeli Elinde kahvelerle geldi yüzü peçeli, Kahve değil mübarek sanki vişne reçeli Dedim hemen kalkalım yetişmeden ballısı Günü geldi nihayet yaptık, çattık düğünü, Burnumuzdan getirdi bir günde üç öğünü, Kavga ile geçirdik daha birinci günü, Varsa beriye gelsin bundan sivri dillisi Pek de ucuza gitmiş, Güllü kıza kalırsa, Evden kovarım dedi, anan, baban gelirse, İşimiz zor vallahi, duruma bakılırsa, Başımıza sarıldı belanın püsküllüsü, "Karaçay kötü" demiş, sızlanmış bütün köye, İsteyenim çok idi niye varmadım niye Yılmadım tek tek sordum, kimler istemiş diye, Bir çoban talip olmuş, bir de köyün delisi. İbrahim Karaçay |
Bir çoban talip olmuş, bir de köyün delisi.
tebrik ederim...