ÇOCUKLUĞUMUN ŞEHRİ - 3
-Paslanmış Şiirler-
Çocukluğumun şehrinde... Bahçelerin, bağların ayrı bir güzelliği vardı. Sular şırıl şırıl akardı her taraftan. Şimdi olduğu gibi binalar yoktu. Sadece bağları, bostanları bekleyen insanların, Sığabildiği, dinlendiği, KOLUK denilen evcikleri vardı. Kuş sesleriyle insan sesleri, Karışırdı birbirine. Piknik yapılırdı oralarda. Mor üzümlerin yanında, Tuzlu balık pişirirlerdi. Oralarda neşe vardı, Mani vardı, Türkü vardı, Huzur vardı, Sevgi vardı. Çocukluğumun şehrinde... İnci kefali balığının, tandır ekmeğininin kokusu, Taa yedi mahalleden alınırdı. Tandırlar yanardı gün boyu. Toprak çömleklerde yemekler kaynardı. Yemeklerin tadı bir başkaydı. KELEDOŞ, HELİSE, SENGESER o zamanlar baştacıydı. İçilen çayın sayısı bilinmezdi, Semaver kaynadıkça içilirdi çaylar. Ne üzüntü vardı, ne huzursuzluk, Ne hinlik düşünülürdü, ne kötülük. Yoktu ayrı gayrı, Ağayla çoban, fakirle zengin aynı yeri paylaşırlardı. Çocukluğumun şehrinde... Herkes sevgi doluydu, herkes saygılıydı, KAVGASIZ, HİLESİZ, YALANSIZ BİR DÜNYA VARDI. Selahattin KOŞAR |
Çocukluğumun şehrinde...
Herkes sevgi doluydu, herkes saygılıydı,
KAVGASIZ, HİLESİZ, YALANSIZ BİR DÜNYA VARDI.
İşte benim de her zaman hayalimdir o günleri yaşamak tekrardan hiç kaybetmeden o günlerde kalmak
Yüreğinin sesi daim olsun dilerim