ÇOCUKLUĞUMUN ŞEHRİ- 2
-Paslanmış Şiirler-
Çocukluğumun şehrinde... Kurtuluş günlerinin heyecanı bir başka olurdu, Yaşlı-genç, kadın-erkek herkes katılırdı törenlere. Kimisi ağlarken, kimisi bu gününe şükrederdi. Baharla birlikte kızlar da sevinmeye başlardı. BİCEK’e çıkacaklar diye günlerce hazırlık yaparlardı. MURTUĞA, KAVUT, HEDİK, KAVURGA hazırlarlardı. Maniler okunurdu sırayla o gün, Ne çıktıysa bahtınaydı o... Sevinç, hüzün, umut bir arada yaşanırdı. Erkek çocuklar MAŞIK’a çıkarlardı. Yer, içer eğlenirlerdi, Oyun oynar türküler söylerlerdi. O yıl bereketli, neşeli ve umutlu geçsin diye Hep güler, bol bol yer, güneşlenir eğlenirlerdi... Çocukluğumun şehrinde... Kış aylarında her evin odası bir eyvan gibiydi, Orada hikâyeler anlatılır, Emrah’tan türküler söylenirdi. KEL MISTO, DAVUT TELLİ herkesin göz bebeğiydi... Tarihten söz açılır, Tarihi kaleden, seferberlikten olaylar anlatılırdı. Aşıklar gelirdi Erzurum’dan, Kars’tan, Ağrı’dan, Çelebibağı’ndan, Örene’den ve diğer köylerden insanlar akın ederdi şehire , Dolardı kahveler tıklım tıklım Ramazan aylarında. Onların her biri bir Emrah gibiydi... Günler hep böyle geçerdi Ramazanlarda... Çocukluğum şehrinde... İnsanlar GILOR TEPE’de at koşturur Cirit oynarlardı. İSTANBULLU SALE, DOZER, GINNE, TOZU FEHMİ,TAHTA BACAK CEVDET Toprak sahaların yıldızlarıydılar Halkı onlar sahalara çekerlerdi. Van’dan, Ağrı’dan, Bitlis’ten, Bingöl’den, Muş’tan Futbol takımları gelirdi art arda. Bayram yerine dönerdi sahalar, DOZER, GINNE sesleri inletirdi sahaları... Selahattin Koşar |
Diliyorum o anmaları törenleri daim ederiz
Yüreğinin sesi daim olsun dilerim