...Issız bir sabahın başlangıcında yarınlar Yorgun yılların ardından kayıp geçti zaman Ayaklarımın altında kurumuş güz yaprakları Yenilmeyeceğim hayat sana inat, sana karşı... Vedalarla savaşırken harap düşse de yüreğim Bekleyeceğim yine de yalnızlığımın gölgesinde güneşi Sızamayacak ruhuma candan firarın ayak sesleri Satır aralarında bırakacağım küllenmiş hüzünleri... Yaşanmamış her güne bir çizik atıyorum Gelmişimi geçmişimi sil baştan yazıyorum Çektim kaderin elinden yağmalanmış alın yazımı Mühür ben de ben yazacağım artık hayatı... |
Hayat sana yenilmeyeceğim, her şeye rağmen pes etmemeyi ne güzel özetliyor aslında.
Pes etmemek için çok neden olmalı. Ne yaşanırsa yaşansın önceden donanımlı da olsan, hazırlıklı da yine fark etmez
ansızın yakalar güçsüz bırakır o dirayetli sandığımız dayanıklılığımızı…
Hayata bakış açınız ne olursa olsun ateş düştüğü yeri yakar misali yanar kor misali.
Eğer bırakırsa kendini, eğer koy verirse ateşin içine, eğer yapacak bir şeyim yok bu her şeyden çok önemli diyorsa eğer… Yenilir işte bir günlük hayat gibi bir an’a… tıpkı bir kelebeğin ömrüne benzer bu zaman kadar direnmesi heba olur bir anda…
Oysa o çok iyi bildiğin ahkâm kestiğin “ben çok pozitifim” lafını ne güzel afiyetle yersin.
Bu söz uzun zamandır modaya hiçbir sıkıntı yaşamadığında biraz bazılarının dertlerine derman olunduğunda pozitif olunuyor ya… Kendi başına gelince…
Bu sözcük tedavülden acilen kalkar.
Ya da gerçekten yaşamı farklı algılayandır. O hiç “ben pozitifim” demez ki ama öyledir. Başkalarının da zaman gelir sinirine dahi dokunur onun bu başkalarının tabiriyle “pervazsızlığı”.
Oysa öyle değildir kazın ayağı
harika bir şiirdi değerli kalem,kutluyorum güzel yüreğinizi,kararlı cümlelerle süslenenn şiirinizi
saygılar______________