MİZAN
Yok, olan benliğim gibi yitip gitsin bu adım.
Hak yoluna uçar iken kırılır ise kanadım, Yas tutmasın arkamdan; anam, babam, evladım. Mahşer-i alada, Kul hakkı ile sorulursam eğer. Naaşım dört kanatlı sehpaya gözyaşıyla bindi, Şimdi hayallerimin bak yelkeni indi. Sizleri kıran ağzımdaki zalim dildi, Arkamdan, Fatiha göndermeyin sizi yorduysam eğer. Yarın mahşerde nizam terazisi kurulduğunda, Canlı cansız tüm varlığa hesap sorulduğunda, Çok güvendiğim dizlerim, titreyip durduğunda, Tutma kolumdan ey dost! Hardayım o zaman. Ey zerrem! Muhasebede hesaplardın, Hesap etmedin böyle sonu, Bak göründü artık gerçeğin o gizemli yolu, Bazen yağmur oldun, bazen hırçın bir dolu, Rahmet okumayın ardımdan; fidan kırdıysam eğer… Çok çetindir, Oradaki hesap, mizan işi, Ayır Osman ayır, gerçekle düşü. Koydumsa soframa haram denen o leşi, İstemem arkamdan rahmet, Böyle öldüysem eğer. Türküm, aslanım, yoruldum hayat senden. Can bir misafir konup göçüyor bu tenden, Ne amel işledim nasıl gidiyorum dünya senden? Ağlamayın ardımdan, Beyhude yaşayıp öldüysem eğer! Kara toprakta çürüyen bu beden ne etsin, Yalan dünyada, Duayı unutan ruhum nereye gitsin, Niyeti rahmet olan Allah dostudur bilsin. Gerek yok, Şefaate hakkı sildiysem eğer! Ey! Hayat yoldaşım, bir gün kabrime gelirsin. Bilirim en sevdiğim çiçeklerimi getirisin. Vasiyetimdir sana! Canımın canları hak yoluna gitsin. İşte o an! Kabrim gülistandır bana bilesin… GÜZEL YORUMU İLE ŞİİRİME CAN VEREN SİYAHGECEME TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM. |