İki Yalnızlık
Çıplak ayakla betona basan düşlerimizi,
Kurutuyordu bembeyaz geceler.. Aynı heceleri tekrarlıyor sanki bir yerde ağızlarımız, Bembeyaz gecelerde, Bembeyaz düşler kurarcasına yağan yağmur, Film afişindeki ıslananlar, Sen ve ben, Ve aynı hece.. Ve aynı hecede iki şehir insanı, İki yalnızlık, Bir cümle.. Her neyse. . . Çıplak ayakla soğuk betonda kurduğumuz sıcak düşler misali, Aç kalıp ağlamak, Ağlayıp sen ve ben, Ve aynı heceyi tekrarlamak farklı yerlerde.. Ve farklı yerlerde yere düşen film afişi, Üstünde kuru bir yaprak, Hüzün sarısı yaprağın ötelenmişliğinde, Bir şehir akşamı ! İki yalnızlık.. Uzadıkça hece, Uzadıkça yağmur, Ve uzadıkça beklenmeyen saatler, Geri gelmeyecek gibi her şey.. Ne film afişi, Ne yapraklar en sarı haliyle.. Bir şehir akşamı, İki yalnızlık.. Sen ve ben ! Geçecek içimden bir tren, Hatta bulutlarımı yırtacak vagonları şafak vakti, Ve her geçtiğinde o rayların sesi, Yankılanır içimde. Duyarım bir yerlerden, Tekrarlanan o heceyi.. Bir şehir akşamı, İki yalnızlık, Sen ve ben ! (Ceyhan) |