.....devesi____________devesi, bedevi çöllerini arşınladı bu günlerde, Hallaç elinden çıkmış pamuk gibi şimdi şehir Her köşeden Anadolu’ya pis kokular yükselir, Oldu şimdi bizim dervişin yüreği İrem dolu nehir, ______kimsesizlik, Şehirde okka okka soğuk bir demir, Bir sabah uyanırsa kan akar asi bir nehir,,, Bir çocuğun tahta topacı gibi dönüyor , benim senin onun dünyası şimdi.. Tepelerdeki topraklar çürümüş, Vahşi ot kokuyor memleket bu günlerde, Yıldızları sağlam mıhlamışlar gökte yerlerine, Hala sökemedim birini bile.. Yıldız düşer oysa her gece göllere, Bir aşk düşer her gece çöllere, ________düşer dervişin kokladığı güllere, Küf kokan gecelerde sen düşersin yine İçime, içine edersin hep içime, Sevmezdim oysa ben Ayrılıkları gitmeleri, senden sonra gideceksen sen, sevmezdim, Sevmezdik oysa hep birilerini, anlamazdık, anlatamazdık, anladığımızda!! Bir vapur düdüğü çalar, o sabah uzaklarda erken, Uzaklaşırım ben kendimden, ayrılırım hasretlerin şehrinden… Alışkınım ben karanlıklara, şimdi ufukta bekleyen baharları, _______doğan çocuklara, _______açan çiçeklere, _______doğacak güneşe, Bıraktım____________. Alıştım zamane ölümlere, Yaklaşan merhametsiz günlere, Benimde takarlar bileklerime, Bir sabah seherinde kelepçe, İdamlık sözler etmiştim kendime, Bir çocuğun tahta topacında dönüyor şimdi benim dünya, Bırakmayacaksın arkanda ne bir kızıl gonca, ne bir rüya Demiştim ya hani sana, merhametsiz günler var kapıda, İmansızın elinde kaldı şimdi bizim dünya.. Akşam kızıllığı taksit taksit düşüyor bu şehre, Yinede bakarım her akşam hergele meydanındaki güllere… Balkondan çiçeklere bakar o anda şehirli bir hergele, Oda sürgündür şehir içindeki kentli güllere… Kırık şimdi sokak lambaları, tuz kokuyor bu şehrin yolları, Darmadağın gecelerde küskün bu şehrin bulutları, Yağmurlar yalnızlık çiseliyor şehrin orta yerine, Islak kaldırım taşlarının hepsi hasret kokuyor, Goncaların yapraklarının boynu büküldü, Papatyaların beyazı hasret kokuyor buralarda, Gelinciği eşkıya vurdu, Akasyaların kokusu sen olmasanda sevi dolu bir bahardı, Akasyaları bir haziran sabahında, Namussuzun elindeki bir ölüm aldı. Şimdi hangi sokağa girsem bu şehir, yalnızlık kokuyor , ölüm kokuyor, yalan kokuyor, Derviş akrep gibi kalleşçe sokuyor, Her sokağın sonundaki kocaman o kapılar sonsuza kapanıyor. Bir şehrin gölgesinde ayrılıklar durağındayım şimdi, Ankarada güven parkta dinazorların ortasındayım, Dedimya kırık bir kalp, yorgun bir beden , ________tükenmiş bir ayak, ________tükenmiş bir hayat, Yeni doğan bir ölüm var bende.. Günler _______________asi Bulutlar__________________mai Ölüm_______________________mavi Olmalı derdin gülüm. Ey şerefsizler şimdi siz gülün, size de gelir nasılsa bir gün ölüm… 17.06.2012 Orhan YILMAZ |