Reva mıydı bu sana,ihtiyara verdiler.
Doldu cepler altınla zenginliğe erdiler.
Senin naif gönlünü,topraklara serdiler.
Bir kefenle gidilir,bunu böyle bil Ayşe’m.


Ülkü Ahıska.15.Haziran.2012


Herzaman Saygıyla Taktirettiğim Değerli Ülkü Kardeşim,

Aslında bu sitede bu sizin mükemmel üstü insani duygularınızın husule getiriği şiirinize benzer birçok şiirler yazıldı. Siz, daha etraflıca ve bir kronoloji halinde dile getirmişsiniz ki, bütün bu vaziyetler hepimizin yüreklerini yakmaktadır ve bizleri, nerdeyse isyan noktalarına getirmektedir.
Öncelikle böyle toplumsal ve sosyal bir yarayı okumaya ve tartışmaya açtığınız için, en minnettarlığımla teşekkürlerimi bizzat sunarım. Yüreğinize, kaleminize ve duygularınıza sonsuz sağlıklar olsun.

Bütün bu yazdıklarınız ve dile getirdikleriniz bir DEMOKRASİ - EĞİTİM -ÖĞRETİM - KÜLTÜR VE İNSANLIK VİJDANININ SORUNUDUR. Bildiğiniz gibi, eski Yunan'da ve Atina Demokrasisi ile başlıyan DEMOKRATİK atılımlar taaa bu zamanımıza kadar gelmiş ve çoğu ülkelerde bihakkın devam etmektedir. Ama birçok ülkelerde de varmış gibi görünsede, asla gerçek anlamda uygulanmamaktadır. Yani adı var, kendisi yok. Bu nedenle daha CUMHURİYET düzeni gelmeden, erkekler kesimi hep kendilerini kadınlara göre ön planda tutmuşlar ve ANAMIZ - AVRADIMIZ - BACIMIZ dediğimiz kadınları geri plana iterek, öteleyerek, hiçbir hak tanımayarak, bütün benliklerine girip, istedikleri biçimde kul köle durumuna getirmişler, bu da yetmiyormuş gibi, olmadık şiddetlerle yaşam hakkını, söz hakkını, özgürlüğünü, demokrasi kriterlerine bakmadan, bağnazca, gerici düşüncelerle, akıl tutulmalarıyla KADINI kullanma ve SATMA hem de hiç sormadan, istiyormusun istemiyormusun, seviyormusun sevmiyormusun diye sormadan, yaşça çok çok büyük olanlara mal satar gibi satmışlardır. Bu denli İCRAATIN ADINA da TÖRE DEMİŞLER. Sonra, daha sonraları ve şimdi hala sürdürmekte olan, insan hak ve hürriyetini, özgürlüğünü hiçe sayarak, yapmakta ve uygulamakta olanlar var. Körpe Kız Çocukları tarafından da kabul görmeyip, karşı çıkıldığında canı ile ödemeye kadar gitmiş ve gitmektedir.
Bu denli hala akıl tutulması yaşayanlar ve kendilerini hep ben hep ben diye lanse edenler, EĞİTİM - ÖĞRETİM - KÜLTÜR - DEMOKRASİ - ÖZGÜRLÜK VE İNSAN DEĞERİNİ öğrenip, kendi yüreklerinde ve beyinlerinde hesabını ve kitabını yapmadıkları müddetçe, sorumluluklarını ve vijdani görevlerini yerine getirmedikleri müddetçe bu mezalimliğin daha çok ocakları ve canları yakacağı muhakkaktır.
Yazmakla bitmeyecek olan bu konu ve bu TÖRE denilen anlamsız kurallar, ancak birlik ve beraberlik içinde ve kendimizi yukarıda yazdığım donatımlara tamamen uyarak, yok edilebilme durumuna gelinebilinir kanısındayım. Bütün pozitif düşüncelerin, bütün insanlık adına tecelli etmesi dileklerimle...

Dostça sevgilerim, saygılarım ve muhabbetlerimle